161.900 m²'lik alan ile Konya'nın en büyük yapay parkı olan olimpiyat parkına sahip şehir.
parkta Osmanlı bahçesi, Japon bahçesi, Batı bahçesi ve Çocuk oyun bahçeleri, bisiklet ve yürüyüş parkurları yanı sıra Alanı 1.250 m² olan 5 olimpiyat halkası mevcut...
19 mayısta 4 gün boyunca konya'yı gezdim.ve tabiki bu parkı da...
yaşanılası bir şehirdir, memleketimden sonra en sevdiğim şehir. sakin sıradan biryer. emekli olacan meramdan bir ev alacan camiye, bakkala, fırına yakın. gelip geçen öğrencilere öğütler verecen. bahçede domates salatalık yetiştiricen. hep hayalim olmuştur.
halkının davutoğlu sevgisinin, bedia akartürk sevgisini geride bıraktığını tahmin ettiğim şehir. yıllardır, hiçbir siyasetçi bedia akartürk kadar sevilmemişti gonya'da. ilk defa davutoğlu'na çok büyük destek var!
Üniversiteyi okuduğum garip şehir. Hep beyazdır, güneş gözlüğü olmadan yaz mevsimleri dışarda bulunmak eziyettir. Güzel dostluklar edinilmiştir, güzel zamanlar geçirilmiştir. Ama üniversite bittikten iki yıl sonra bu memlekete gittiğinizde ev yığınından farksız görünür gözünüze.
Nasıl zevk almışım yaşamaktan bu şehirde dersiniz, ama şudur olay; üniversitede unutulmayan şey varsa dostluklardır, yaşanılan anlardır. iyisiyle kötüsüyle. Gençliktir belki de yaşanılır kılan.
ey konya halkı! siz ki 14 tane milletvekilini akp'ye hediye etmiş insanlarsınız. hangi il sizin kadar akpli milletvekili gönderiyor meclise? siz ki hala teneke yığını içerisinde, almanya'nın eski tramvaylarıyla terleye terleye, sıkıla sıkıla 50 dakika seyahat ediyorsunuz. neden sizin istanbul, ankara, diyarbakır, izmir gibi projeniz yok. neden sizi bu kadar hor görüyorlar. projeyi de geçtim sadece klimalı tramvayınız olsun o da yeter sizin için. sizin istemek için eliniz kolunuz mu bağlı? hani benim projem diye siz de söyleyin artık. istediğiniz partiye oy verin ama insanca yaşamak sizin de hakkınız değil mi?
en dindar şehirlerden biri olduğu doğrudur lakin en fazla içki tüketen şehir değil, en fazla alkol tüketen şehir olarak geçer ki onun sebebi ise kolonya fabrikaları olarak gösterilir. ayrıca koskoca efesin ana fabrikasını konyaya getiren idiot, helal olsun sana..
--spoiler--
"izin günümde konya'da bara gittim, bir bira istedim. fazla içmiyorum ama dört gün iznimde konya'da kaldım, barda bira istedim çay verdiler. bir daha bira istedim, yine çay verdiler. sanırım o barda çaydan başka bir şey yoktu." - joao batista*
--spoiler--
Trafik işaretlerinin üzerine ne anlama geldiğinin yazılı olduğu şehir. Yol ver, 'U' dönüşü yasak gibi tabelaların üzerinde yazılar vardır efendim. Konya halkına siz trafik işaretlerinden anlamıyorsunuz anlamını yazdık üzerine deyip halkı aşağıladıklarını düşünüyorum. Hala da o yazıları okuyup da kurallara uymuyorlarsa da suç halkta olsa gerek.
yaşadığım onca il arasında en berbatı olan ildir. lise yıllarımı konya da yaşamak gibi bir hata yaptım ve bu şehire nefretimi ve iğrentimi söze dökebilecek kelimeler henüz sözlüklerde yerini almadı.
Dolmuşlarında yolculuk yaparken kemal sunal film sahnelerini canlı olarak yaşayabileceğiniz şehir.
+rica etsem, Çökün polis!
-diridilidirt
+tamam kalkabilirsiniz.
bu sene de yılbaşını kutlamaktan korkan, yılbaşını kutlatmayan nadir büyük şehirlerden birisi.bu şehir modernleşiyor, eskisi gibi değil diye yırtınıyordum önyargılılara ama daha fazla savunmaya çalışmanın manası yok sanırım.
belki de türkiye'nin en muhafazakar şehridir. kendi içinde güzellikler ve kirlilikler barındırır*. misal; aile bağlarının diğer büyükşehirlere göre daha kuvvetli olması, en büyük coğrafyaya sahip bu şehir ticari anlamda büyümek isteyenler için potansiyeli ziyadesiyle iyi olan bir şehirdir. ıslanmayı sevmeyenler için, ülkemizde hemen hemen en az yağış bu ile yağmaktadır. bunlara rağmen, bazı toplumsal bakış açısının getirdiği dezavantajlar vardır ki bunlar da şöyle sıralanabilir: aşırı muhafazakar bakış açısına sahip insanlar tarafından taciz ateşine maruz kalınabilir ya da müzikli-içkili eğlenmek isteyenler için tam bir hayalkırıklığıdır. her şeye rağmen mevlana şehridir ve tarihe çok önemli alanlarda tanıklık etmiş bir şehirdir. gidip, görünüz.
ilginç şehirdir. herkes en tutucu şehir olarak bilir. ancak yılbaşı gecesinde şöyle bir olay yaşanmış, haberlerde gördüğüm kadarıyla: çekmiş abimiz kafayı, evine dönüyor. bi bakmış polis çevirmesi. hemen durdurmuş arabayı, yandaki bir yayaya polis çevirmesini geçene kadar arabayı kullanmasını rica etmiş, o da kabul etmiş. sonuç: o abi de kafası güzel çıkmış ve ikisinin de ehliyetine el konulmuş.
izmir gibi bir kordonu yoktur gezecek yer var mı? diye sorulduğunda. pek çok yeri vardır çünkü. dünya tarihinin ilk yerleşim yeri olan çatalhöyük mesela. uzak doğudan en çok turistin geldiği mevlana türbesi, selçuklu imparatorluğunun simgesi olan alaaddin keykubat camii ve alaaddin tepesi. japon - kyoto parkı, plakasıyla özdeşleşmiş 42 katlı kule site, daha pek çok tarihi medreseler, türbeler vs...
ha yok ben kültür turizm'i yapmak istemem diyorsanız, rixos disco, beyaz cafe gece 03:00'e kadar kapılarını size açacaktır.
konyanın kordonu yoktur. çünkü konya da deniz yoktur. ama deniz'i olsaydı, kordonu bok kokmaz, gül kokardı...
şimdi konya için en çok alkol tüketilen yer diye bir sallamasyon haber duyabilirsiniz. kaynak sorduğunuzda ise tipik atatürkçü gençlik gibi forumlarda açılan başlığı gösterirler. ellerinde hiç bir delil yok, hatta aksini okuyabileceğiniz istatistikler mevcuttur.
