konyalılara göre gonya olan memleket. aşağıdaki bazı konuşmaları da ilgi çekicidir:
-din din din sonra dimedim din.
-zıkkımın kökünü yi.
-yiye yiye töhmeledi.
-yakıp bişirdim, yidim iştim, yıkadım yudum.
-alaşa avratlar gibi ne gülüyon?
Türkiye'nin en cimri esnaflarının olduğu şehir. işcinin emeğinin karşılığını az ve geç veren bir şehir. onun dışında her konuda iyidir. Hatta merkez olarak yeşillik bakımından bile göze hitap eder.
bamya sevmeyen bünyelerin lokantalarda dikkatli olması gereken şehir. ben bamya yemeğine olan nefretimi henüz kontrol altına alamazken, burada çorbasını yapmışlar.
dini görev addetikleri dini görüş gösteren partilere oy verme karakterleri dışında, bilinçsiz, cahil, okumuş cahilleri bol bulunan, insan ırkının inanç ögelerini kötü yönlü kullanmasını, bu şehirde de mevlana ile gördüğümüz, etli ekmeği, tandır kebabıyla, mevlana şekeriyle, üç tekerleri, hacı muratlarıyla, alaaadin depesi ile, meramı, silesi, kör amediyle, metrakarede 7 cami, 6 çeşmesi ve 4 büyük rakı şişesini bağrına aynı anda basan, oturak aleminin bir numarası güzel gonyamızdır kendileri.
yıllık yağış miktarı ortalama 325 mm civarında olan ilimiz. yüzölçümü olarak türkiyenin en büyük ilidir. bu nedenle sınırları içinde benzer özelliklere sahip olmayan bölgeler vardır. örnek olarak hadim, taşkent ve bozkır yüksek, bol yağış alan nemli bölgelerdir ama kulu-cihanbeyli ise kurak ve daha düzdür, yağış açısında ise fkirdir. sulu tarım yapılır. hububat'ın türkiyedeki başkentidir. ayrıca en fazla kayıtlı çiftçiye sahip ilimizdir.
gidip görülmeden yorum yapılmaması gereken şehir ne izmir gibi limanı,ne antalya gibi turizmi,ne kocaeli gibi körfezi olmamasına rağmen bozkırın ortasında gelişen sanayisiyle ve şehirciliğiyle anadolu insanının neler yapabileceğini gösteriyor insanı hakkında yorum yapmayacağım.