bugün

görsel

Konya Kız Muallim Mektebi, 1929.
başı açık bayanların durumunu merak ettiğim kent.
2 saat kalıp Mevlana ve Nasreddin hoca türbelerini gezdigim şehir.etli ekmek de güzeldi bu arada.
atatürkle ilgili bir şey giysem eminim dayak yerim.
çoğu bana söver.
Arap milliyetçisi ve atatürk düşmanı bir şehir burdan çıkan askerler bile atatürke sövüyor ben osmanlı torunuyum deyip Atatürke söven çok konyalı gördüm ama birtane türküm osmanlıda benim atam atatürkte benim atam diyenini görmedim.
%30 ve üzerinde sol ve türkçü partilere oy çıkan bir şehre yobaz yakıştırması yapılması yanlıştır.
eski seçimlerde çoğunluğun sol partilere oyverdiği de görülmüştür.
şimdiki durum bir trendten öte değildir.
1977 de CHP’ 1 . Parti oldu.
türkiyede en çok beyaz tenli kızın yaşadığı il olabilir. belki karadeniz bölgesindekiler yakındır buna. ama yüzde 98 i kapalı olduğu ve deniz olmadığı için arabistan sanarlar o ayrı konu.
bütün sözlüklerde atatürkün sevilmediği şehirler arasında adı geçen şehir neden bilmem.
Konyanın trafiği beni sevmiyor. Selçuk mezunuyum ve bir kaç kez araba kullandım konyada. Ankarada ise senelerdir araba kullanırım hiç kazam yok ama konyada iki kazam var
yobazland.
Kâfirler şehri.
Altı tophane üstü şişhane sokak deyiminin resme yansımış hali.
Cami ile payvonun yanyana oldugu şehir sizde yobaz sanın götune koduklarım.
içinde yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki şehirli ve konyalı bi kaç kişiyle oturup sohbet ettiyseniz gerçek konya kültürüne hayran olursunuz. tıpkı gerçek istanbul kültüründe olduğu gibi çok sıcak ve derindir. detayları önemlidir.
ben bu kültürü çok sıcak, hikaye gibi anlatan bi kaç insanla karşılaştım ve çok hoşuma gitti.
mesela iç hazırlayıp fırına götürmenin bile bir sıcaklığı ve onlarca detayı var.
tabi o odunda pişmiş işlem görmemiş tereyağ, peynir, et ve unun verdiği lezzet ve koku başlı başına bir keyif.
hele ki soğuk ve karlı konya ikliminde.
dışarıda kar yağıyor. hava -5 derece ve evde mis gibi bir pide kokusu. of of.
denizli, rize ve trabzonla beraber dünya ilim ve biliminin başkent.
sapık ayinler yapan cemaatlerin kırla gezdiği mevlana şehri.
bir şehir düşünün ki mevlana ve türbeleriyle anılırken ülkedeki içki ortalamasının zirvesinde gezsin.
Hayırdır ya gizli uzay istasyonumuz mu ifşa oldu yine?

Neden gündemde bu arkadaş?
Bir gün biri size gelip siyasal islam nedir diye sorarsa ona konya'yı gösterin.

Coğrafyasıyla Türkiye standartlarının çok çok altında olan bu mekan adeta bir küçük arabistan'dır. Dışarıdan muhafazakar, dindar bir yapıda görünen insanları en alkolik, en çok seks yapan, en çok hırsızlık yapan en kaba en öküz en mal insanlardır genelde.

Yolunuz düşerse tez vakitte kurtulun. Yoksa yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken son sürat hızla size doğru gelen adamın azarını işitebilirsiniz.
Zorunluluk dolayısıyla bir sene kaldığım yer. Şehirden ziyade binalar ve insanlar topluluğu.

Bir cuma akşamı 1-2 bira içebileceğin doğru dürüst bir pub yok koskocaman yerde. Kulesitede 5m migros var ama alkol satılmıyor. ilk defa alkolsüz migros görmüştüm ki arkadaş söyledi, Kayseri'de de varmış. 5000 yıllık Anadolu irfanı.

Alkölü metro marketten alabilirsiniz ama öyle bir gizlemişler ki alkol kısmını ben fark etmemiştim, dördüncü gidişimde adamın birinin market arabasında alkol görünce arayıp buldum. Arayan bulur belasını *
Yeni Meram tarafında gamsız Muzo var, tekel. Bu yaratıcı isimlendirmeden dolayı mekan sahibini tebrik ediyorum.

Kız arkadaşınız sizi ziyarete gelirse otelde aynı odada kalamazsınız, çünkü absolutely HARAM. Burası bir aile şehri, gece kız arkadaşınızı sikmenize müsade edemeyiz. Bu ahlaksızlığa müsade eden sadece iki istisna var benim bildiğim, Novotel ve Hilton. Gecelik 500 kağıdı gözden çıkarın. Çünkü ahlaksızsınız.

Şehir kütüphanesi haftaiçi sabah 8 - akşam 5 arası çalışıyor, Haftasonları ve tatil günleri kapalı. Sanıyorum iş saati işi gücü bırakıp gelmemiz gerekiyor kütüphaneye.

Haftanın her günü sabah 9 akşam 20 çalışabilirdi en azından. Hadi 9-24'ten vazgeçtim ama şehir kütüphanesinden bahsediyoruz. Hiç değilse bu standardın sağlanması gerekirdi. Bahane de hazır hep. Pandemi.

insanlar sırada araya kaynıyor. Bunu bir sene boyunca sıklıkla yaşadım. Uyarmaktan sıkıldım bir yerden sonra. Buradayken gitmek durumunda kaldığım Isparta ve burdur'un insanları buranınkilerden çok daha iyi göründü bana.

Araçlar sağa sola dönüşte sinyal vermiyor, zank diye dönüyor. Kazasız belasız bu "şehirden" gidebilirsem kendimi şanslı sayarım zira GTA vice city yayalar için bu şehirden daha güvenli olabilir.

Demokrasi kutuya oy atmaktır, medeniyet de bisiklete binmektir. Çünkü bildiğiniz gibi Avrupa'da insanlar bisiklete biniyor. Konya'da da insanlar bisiklete biniyor ama deli gibi sürüyorlar. Bisiklet kazası geçirmeniz muhtemel, dikkatli olun.

şehirdeki 3 Starbucks hep dolu. Yeri geliyor kahve almak için 15 dakika sıra bekliyorsun. Anladığım kadarıyla Konya'da hissetmemek için insanlar starbucksa sığınıyor. Yeni Meram ve Bosna taraflarını tavsiye ederim, biraz daha az Konya'da hissediyorsunuz.

Şehirde çok fazla erkek var ve bu büyük bir problem. Kusura bakmayın ama şehir apış arası kokuyor. Bir akşam yeni meram'da kronotrop'a seğirttik, yemin ediyorum bir erkeğe beş erkek düşüyordu.
Ne yapıp edip bu erkek nüfusunu başka yerlere dağıtmak ve kadın nüfusunu arttırmak gerek yoksa burası böyle olmaya devam eder.

Şehir merkezinde çok fazla mezarlık var. Gerçekten çok fazla. Şehir merkezine bu kadar mezarlık sıkıştırmanın mantığını anlamış değilim. Biri bana ölümün varlığı unutulmasın diye böyle yaptılar dedi, bu efsane doğru mu bilmiyorum ama yerel halk da nasılsa öleceğiz zaten diye yaşamıyormuş gibi duruyor.

Üniversiteliler geldiği zaman şehrin çehresinde hafif bir değişme, güzelleşme oldu. Bu şehirde üniversite okuyanlara üzüldüm diyebilirim, öte yandan onlar da olmasa insan kitlesi daha yavan olurdu.

Üst geçitlerin korkulukları çok alçak ve biraz ağırlık oldu mu hafif sallanıyor. Güvende hissetmiyorsunuz. En azından Bosna ve japon parkı üst geçitlerinde böyle hissettim.

Japon parkı küçük ama güzel bu arada. Bir akşam akyokuş'a çıkabilirsiniz, güzel bir konya panoraması var.

ilçelere şöyle bir değinecek olursak, çok da değinilecek bir şey yok da, şöyle söyleyeyim, kulu ve Cihanbeyli kötü yerler. Mümkün olduğunca uzak durun. Eski PKK'lıları sanırım zamanında buralara sürmüşler, yani yolunuz düştüğü zaman aman aman nereye geldim daha demin evdeydim diye müptezel Samet kafalarına hapsız girebilirsiniz.

Çeltik diye bir ilçe var, 9 bin nüfuslu. Yalıhöyük var, bin nüfuslu. Yani bunların neden ilçe olduğunu bilmiyorum. Bu kadar büyük bir yerin neden tek şehir olduğunu da bilmiyorum.

Bir ucundan bir ucuna trafiksiz dört saatte gidilen yer neden daha fazla idari birime bölünmez anlamış değilim. Şehrin bir ucu Ankara, diğer ucu Antalya. Bu kadar büyük bir alana birden fazla merkez gerekiyor, başka türlü böyle yavan kalırsınız.

Burası il değil olsa olsa eyalet olur. 4-5 şehre bölünmesi gerekiyor buranın bana kalırsa.

Eyyorlamam bu kadar. Sözün özü, Anadolu'da Yakup Kadri ne hissettiyse ben de üç aşağı beş yukarı onu hissettim. Yazık ki aradan 100 yıl geçtiği halde böyle. Sanıyorum bir yüzyıl geçse yine böyle olacak.

Tanım: gereksiz büyük bir binalar ve insanlar topluluğu, alkolsüz migros. Manitam olmasaydı buradan dönünce istanbul'la öpüşürdüm.
kenya'nın fahri başkentidir. çünkü aynı gelişmemişliktelerdir.
Ambar gibi yollar yok arkadaşlar.
Olan yollar da çift tarafları otopark olarak kullanılıyor ve trafik tek yönlü ilerliyor.

Varacağınız yere yürüyerek daha hızlı gidersiniz.

Kadın nüfusun da %5 kadarı filan tesettürlü.
(bkz: Anadolu irfanı)
(bkz: ensest)
5.1 büyüklüğünde deprem olmuş. geçmiş olsun.