söz verildikten sonra sözün tutlmadığı anın sonrası, işverenin ya da sevilen kızın siktir çekmesi sonrası, sevdiğin birinin son nefesini verdiği an sonrası. kısaca, zaten çoğu genellikle gereksiz olan konuşma kavramının tamamen anlamını yitirdiği anlardır. * geri kalan hiç bir an konuşmak zor değildir. boş da olsa konuşulur bir şekilde. **
osurduğun andır. o anda gücü göte vermeli insan. göt yumuşaktır çünkü. kemiği de baya derinlerdedir. ama mesela yanak kasları ebat olarak küçük -haliyle daha rahat konrol edilebilir- tür. osururken genelde yüzümüz gerilir garip bir hal alır ama ağzımızdan zor bela kelime çıkar. o yüzden osurukla o anki duygu-düşünce trafiği arasında bir seçim yapmak gerekir. zordur evet.
ha bir de uğruna her birşeyi feda etmeyi göze aldığınız, 6 sene boyunca peşinden koştuğunuz ve sevdiğiniz, gelecekle ilgili planlar kurduğunuz kadının sizi terk etmesi anı vardır, kelimelerin en işkenceci niteliğine büründüğü. o ana kadar her bir kelime, onun o gül yüzüne rüzgar gibi hafifçe ve kolayca çarparken, o an geldiğinde adeta yok olur insan. ne desem de kadınımı kaybetmesem telaşı aklı şok etmiş kalbi sıkıştırmıştır. kesinlikle fiziksel bir felç durumu vardır. kadınındaki azimli ayrılık işkenceci kelimeleri de ardı ardına sıralanınca, o anın sana biçtiği sonu kabullenmek kalır geriye. zordur, evet.
üniversiteyi kazanıp yurda ilk yerleştiğinde arayan annenin telefonunu açtığın andır. efendim annecim'den sonrası gelmez bir türlü. karşı taraf da konuşamaz tabi. bir süre devam eder bu.
sevgili seni terk ederken kalması için söylemen gerekenler çıkmaz ağzından alıkoyamazsın onu yanında. Daha sonra içten içe konuşursun kendinle hesaplaşırsın ama o an konuşamazsın işte.
çok üzüldüğümde konuşamıyorum öyle ağlıyorum saatlerce "neyin var ne oldu" diye sorduklarında da cevap veremiyorum bir türlü konuşamıyorum kelimeler dökülemiyo ağzımdan..