bazen zorluğu hayatı cehennem eden, bazen başardığınızda ortaya çıkanın aslında ziyan olduğunu fark ettikten sonra daha derin acıların kaynağı olabilecek bir eylem. gökyüzü gibi geniş olabilen zihinlerin, okyanus anlamlara imza atması sonucu başarılmış sayılmalıdır. keşke sözcükler ziyan olmasa ve aslında hepsi büyü yapmak için yeter, diğerleri anlamasın dedirtmelidir; farkındalık sahibi olan insana. avam olan kirlenir, değerli olanın değerini az kişi bilsin yeterlidir...
gün içinde en çok yaptığımız eylem. bazı durumlarda gözlerimizle ifade ederiz söyleyeceklerimizi. ayrılıkta, yenilgilerde, hüzünde ve yalnızlığımızda. bazı insanlar duruşuyla anlatır söylemek istediklerini. sadece durur öylece; konuşmak onun için kahrolmak.
günümüzde geçerliliğini yavaş yavaş kaybetmeye başlamış olan eylem. insanlar konuşa konuşa anlaşır. sen söylemezsen karşındaki seni nasıl anlasın ey insan? ayrıca her türlü ilişki önce düzgün bir iletişim ile başlar. *
yasemin morinin kendine has tarzında hayvanlar adlı albümünden şarkısıdır
Benimde aklım var dolanan peşinde !
Dersin " bugün "
Hergün yarın
Dersin "bugün"
Her gün aynı...
Sen beni dinlemedin
Ben seni anlamadım
Cevapsız soruların
Boynumda kolların, al senin olsun!
Sen beni yenemedin
Çünkü ben senle oynamadım!
Kurnaz oyunların, çıkmaz bu yolların
Al senin olsun!
cogu zaman istemsizce, cogu zaman bin kez tartildiktan sonra sozcuklerin dile getirilmesi, kimi zaman insanlari buyuleyen, kimi zamansa hop dedik portakal orda kal dedirttiren, insanlari belki de en cok one cikaran, kullanimina bagli olarak degiskenlik gosteren; lakin her saglikli bireyde muhtemel, hayvanlarin da kendi aralarinda, velhasir gullerin bile kendi aralarinda anlasma bicimidir, eylemidir.
ilkel bir eylem. bir içgüdü, bir refleks. ancak gel gelelim, zor! niye zor? bilsem kendimi kesicem. bilmiyorum. neden bilmiyorum? çünkü konuşulmuyor. konuşun. niye konuşmuyonuz?
yani başımıza ne geliyorsa konuşmamaktan geliyor. bunu bilelim, bildirelim. iki kelam alışverişi bu kadar zor olmamalı bazen. sessiz insandan korkacaksın. götü yere yakından da kork. götü yere yakın olandan neden korkuluyor, bilmiyorum. bilmiyorum çünkü konuşulmuyor. konuşun.
seviyorsun, gidip konuşmuyorsun. ulan konuşsan bi yerine mi yapışacak. yazması kolay tabi, konuşması zor. niye zor la? uzaylılar türk mü acaba? konuşmak lazım bi bunu.
sırf konuşmadığı için ölen adam var. neden? çünkü konuşma içtekilerin dışa dökümüdür. dışarı dökmeyen adam, patlar. sıçmayan adam gibi. bunları konuşalım.
konuşmak yazmak kadar kolay olsa keşke. tüm hormonlarımız konuşmamızı engellemek için var galiba. heyecan, korku, şaşırma vesaire... bunlar tarikat mı acaba? konuşmuyoruz ki bilelim.
şimdi sizle gelin bi şey konuşalım. soruyorum sizlere, beni buraya kim çıkarttı la?
metin cengiz'in gerçekten güzel ve anlamlı bir şiiridir.
konuşuyoruz ya seninle
boyutları değişiyor herşeyin
kömür elmaslaşıyor, kum camlaşıyor
içimde dilleniyor sanki şarap,
o saydam
ufkun imbikten süzülmüş hali.
iskeleden uzak bir ülkeye uzuyor ay
suda yeni yolculuklar hazırlayan
sanki hızlı ve asi bir kuş gökbahçede
yıldızları ve çağları geri dönüşsüz aşan
ellerim akarsu serinliğinde iki yol gibi
akarken haykıran teninde
sözcükler, saf cevheri aşkımızın
ateşin tülünden damarlanan fitil
al, onunla tutuştur herşeyi
karanlık bir top ateş bırakıp ardında
çekilsin köşelerine dünyanın
bütün gezginler bengisu diyor, nil
geçsin kanyolumuzdan
o ıssız ve kızgın çölünden
bedenimizdeki ilk yazın.
iletişim aracı olmakla beraber,
insanların sadece anlaşamadığı veya anlaşılmadığı zaman kullandığı bir araçtır.
iletişimi asla tam anlamıyla sağlayamayan bir eylemdir. gerçek iletişim konuşmadan da anlaşabilmektir.
ve gerçek yalnızlık da bu anlamda, konuşmanın yetersizliğinden kaynaklanan bir tür iletişim sorunundan kaynaklanmaktadır.