bilgi ve görgü ile gelişen insanların en önemli özelliğidir. herkes konuşur ama allah vergisi bir konuşma kabiliyeti olanlar daha farklı konuşurlar. onlarla başa çıkmak imkansızdır. sözünüze karşılık sözleri vardır. daha doğrusu laf ile alt etmeye kalkışırlar. tabi ki bu işten de zafer kazanarak sıyrılırlar.
ilişkilerin bitmesine sebep olan durumdur konuşamamak. Çünkü en baba 2 saat sevişir, kalan zamanda konuşursunuz. Elinizde telefonlarla bir köşeye çekiliyorsanız, hülasa konuşamıyorsanız, geçmiş ola.
pek konusmuyorum aslında ben.
yani konusuyor gibi duruyorum ama onemli seyleri susuyorum hep.
hani herkesin gordugu ama kimsenin tanımadıgı kasiyer gibi
hadi, bilmeden konuşmak, anlamadan yazıp çizmek gibi basitlikleri es geçelim…
orda o kadar eser, o kadar mevzu…
hiç birini okuyup anlamıyorsun ama, iş “uçurmaya” veya “batırmaya” gelince, hop ölçüsüz endazesiz atlıyorsun…
biri “okuyucu”ların, diğeri “okumaz”ların hâli…
ne garip…
hâlbuki iki taraf içinde ön şart; “tanımak…anlamak…
Düşünmeden konuşmamalı, konuşurken yanlış anlaşılmamaya, dili ve üslubu muhatabbın seviyesine göre ayarlamaya ve saygılı olmaya dikkat edilmesi gereken eylem.
"her istediğini söyleyen istemediği şeyler duyar" der bir atasözü.
ve ekler bir filozof :"Sözleriniz sessizliği bozacak kadar önemli değilse konuşmayın"