Çölde susuz kaldıktan sonra soğuk su içtiğiniz o an. Ya da denizde yüzüp karnınız aciktiginda anneniz/eşiniz size dürüm ayran verdiği o an. Anlatılmaz yaşanır.
azaldigini anlatmazsin bazen. ya$adiklarinin izlerini, seni yiyip bitiren susmalarini. bu durumu tercih edersin bir yerde, anlatinca ne degi$ecek diye dü$ünürsün. kelimeler agzimdan dökülünce beni onlar da terk edicek diyek korkarsin belkide. anlattiklarim yetmeyecek hic bir zaman, hic bir zaman yetmeyecek. icimdeki izleri yok etmeyecek.
zimbabvede çocukların açlıktan ölmemek için yol kenarında oturup geçen kamyonlardan dökülen bugday ve misir tanelerini avuçlarıyla toplayıp kolerayla boğuşan ailelerine aksam yemegi niyetine götürdükleri manzara.
sevgiliye duyulan duygular bütünüdür. ne konuşarak ne de yazarak tam olarak anlatabilirsiniz sevginizi. bunların özeti olarak "seni seviyorum" cümlesi çıkar dudakların arasından ama yeterli gelmez insana. 'çok'la pekiştirirsiniz bu cümleyi "seni çok seviyorum" dersiniz ama yine tatmin etmez sizi. gözlerinizden okutursunuz karşınızdakine, ona olan sevginizi.
evet gözlerinizden okunan sevgidir hiç bir kelimeye sığmayan.
zaman genleşmesi, uzunluk daralması, mutlak eşzamanlılık diye bir şeyin olmaması, mutlak zaman diye bir şeyin olmaması, uzay ve zamanın birbiri içine geçmiş bir bütün olması, kütlenin varlığının uzayzamanı eğip bükmesi, merdiven paradoksu, dna'nın çoğu insan tarafından düşünüldüğü gibi stabil bir molekül olmadığı, aksine feci deformasyona meyilli bir molekül olduğu gerçeği-ve doğal olarak da evrim teorisi, mutasyon vs-, sayıların kendilerine değil, aslen değişim oranlarındaki farkları gözlemlemeye bakmanın sonsuzluk konseptinde bir sorun teşkil etmeyeceği gerçeği(ki belki de en basitidir bu, herkes matematik bilir.) vs vs.
ne söylense karşı tarafın anlayamayacağı bu nedenle susmakla yetinilen şeylerdir. anlamamak değildir karşı tarafın yaptığı anlamak istememektir. umrunda olmamasıdır. yoksa insan insanı neden anlamasın.