ilkel toplumlarda kocası ölen kadının uzun süre susarak yas tutma şeklidir. warramunga kabilesinde rastlanarak literatüre "kefâret törenleri" adıyla giren bu inanışı durkheim, "les formes elémentaires de la vie religieuse" de şöyle aktarır: "ölünün yakınları bedenlerine ağır yaralar açarlar. bunlar ölünün günahlarını bağışlatmak için yapılmaktadır. yakınları kendi saçlarını keserler. ölenin karısı ise iki yıl konuşmayacaktır. bu yas nedeniyle yirmibeş yıldır konuşmayan, meramını işaretlerle anlatan bir kadına da rastladık."
gitmekte olan kadındır çogu zaman. içindeki tüm hesaplaşmaları tamamlamış, size çekilmez gelen tüm konuşmalardaki o çığlıkları duyuramamış ve ufak ufak hayatınızdan çıkma kararı almıştır. sessiz sedasız. siz siz olun bir kadın konuştuğunda değil sustuğunda korkun.