Can sıkıntısını en iyi anlatan şiirdir okuduklarım arasında. Bu aralar sıkça kullanırım, "çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen." dizesini. Bazen kendi kendime şiiri baştan sona okuduğum da olur, yolda yürürken. Hafızama kazındı bütün dizeleri.
saçmasapan grupların seslendirmeye çalışıp içine ettiği şiir. hakkında çeşitli söylentiler de mevcut tabii. öyle düz bir şiir olmadığı hakkında konuşuluyor edebi güruhta. aslında ülkü tamer'in kendi penisine göndermeler yaptığıyla ilgili satırların olduğu (üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten) konuşulmakta. yorum tabii her zamanki gibi okuyan kişiye göre değişir.
ülkü tamer'in okurunu, son anına kadar içine soktuğu anlam arayışından ve okuyanın kendi yarattığı dar, zorlama kurgudan "çok canım sıkılıyor,kuş vuralım istersen" dizesi ile kurtardığı şiiridir.
insanı diğer bir çok canlıdan ayıran eylem ama konumuz bu değil. Konuşması güzel insan ne yapmalıdır? Ses tonu diksiyonu ve kelime dağarcığı iyi olan birinden bahsediyorum. Karnımı doyuracak kadar para kazanacağımı bilsem radyocu olurdum. Param olsa şan dersi alırdım belki yontarsak altından bişey çıkar diye. Yani başka ne olabilir bu ses nerede nasıl kullanılabilir?
Not: sesimin güzel olduğunun farkında değildim. Son bir kaç haftadır internetten insanlarla tanışıp konuşuyorum. istisnasız her seferinde şu şekilde yorum alıyorum " sesin çok cool, konuşman çok güzel kursa mı gittin, radyocu musun? Vs. internette konuştuğum biri ile buluşunca çok şaşırdığını söyledi zira beni sarışın yapılı karizmatik falan sanmış ve bunu konuşmamdan çıkarmış. (tabi yüzyüze olunca sonuç tam bir fiyasko). Bir seferinde de biri yaşımı sordu 19 dedim "utanma abi gerçek yaşını söyle sorun olmaz kaç yaşındasın 30-35?" dedi şaşırdım neden böyle dediğini sordum sesim öyle andırıyormuş. Anlayacağınız ilk defa iyi olduğum bir konu yakaladım ama asıl mesele onu kullanabilmek. Aklına bişey gelen yeşillendirsin lütfen.
vasat bir şiir. tamamen kafiye olsun diye yazılmış. belki içinde gizli anlamlar vardırda ben anlamamışımdır. yoksa bu kadar popüler olmasının başka bir izahı olamaz.
Ülkü Tamer'in güzel bir şiiri aynı zamanda güneşin oğlu filminde bir sahnede haluk bilginerin seslendirdiği şiir.
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
-çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
kendi kendine okurken "güzel" der geçersin. ama haluk bilginer'den duyunca çok sevdirir kendini. ağır ağır okunmaya ihtiyaç duyan ülkü tamer şiiri, pek hoş.
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
haluk bilginerin ağzından bir başka güzel geliyor insana
buyrun buradan yakın:
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.