anna karenina daki güçlü karakterlerden biri. siyasi düşünceleri, kiti ye olan aşkı, tanrı yı ararken sorduğu sorular ve bir köylüyle konuşurken cevabı bulmasıyla ön plana çıkar.
kendimi en çok bulduğum roman karakteri. anna karenina adlı müthiş romanın son 50 sayfasında allah inancını sorgulaması,sonunda kendini tatmin edecek cevabı bulması unutulmazdır.
herkesin biraz kendine benzettiği roman karakteri. ancak ben bu adama baktığım zaman net bir şekilde kendimi görüyorum. evet belki bir çok konuda saçma sapan görüşleri var bu adamın ama benim de görüşlerim aynı. evet belki bazı karakteristik özellikleri çok zayıf, ama ben de karakterimin her yönüyle çok güçlü olduğunu iddia etmiyorum.
bu adamın ideolojik düşüncesinden tutun, yaşam felsefesine geçin, sevdiği kadını nasıl kıskandığıyla devam edin, yaşadığı bir olaydan etkilenip o gece devrisi günden itibaren hayatını nasıl değiştireceğini sabahlara kadar planlaması, bundan büyük bir heyecan ve haz duyması fakat büyük bir aşkla sarıldığı bu işten daha sonra ne kadar kolay vazgeçtiğini bir düşünün, gururuna ne kadar önem verdiğini ama hayattaki tek bir şey, sevdiği kadın söz konusu olduğunda bundan nasıl vazgeçtiğini hatırlayın, ava olan merakından devam edin, bilmiyorum daha sayfalarca anlatabilirim levin'i ve her şeyinin tamı tamına bana uyduğunu söyleyebilirim.
okuduktan sonra levin karakterinde tolstoy'un kendisini anlattığını öğrendim. büyük bir şoktu benim için. tolstoy beni anlatmış diyerek daha da bir taptığım bir yazar olmuşken tolstoy kendini anlatmış dediler bana. ben değilmişim meğer kostya. sonra dedim tolstoy ile ben aynıymışız meğer! sonra dedim "hadi ayyash, bi siktir git çay koyda içelim."