her ne kadar öğrencilerin ve ilk defa sınava girecek olanların " torpil yok ya, nasssı yaaa olur mu öyle şey, girerim lan ben " dedikten sonra, torpilin azizliğine uğrayıp kazanamadıkları, devlet statüsünde eğitim veren kuruluş.ha şimdi çıkar birileri, ben torpilsiz girdim der, onun için bende bkz vermek zorunda kalırım.
okuması zevkli diyenlere, ömrü boyunca bir insanın yaz tatili, bayram tatili, yarıyıl tatili yapmamasının ne demek olduğunu hatırlatmak isterim. küçücük bir çocukken, bir oyundan bile en fazla iki saat sonra sıkılırken, enstrüman başında en aşağı 3 saat geçirmesi istenir. tabii ki bu ilk yıllar için geçerlidir. bu süre ilerki yıllarda 7-8 saate kadar çıkar. artık karışmayı bırakmışlardır ama siz sınavlara yetişebilmek için zaten, kendinizden çıkmış bir şekilde çalışmanız gerektiğinin bilincine varmışsınızdır ya da buna alıştırılmışsınızdır. voleybol oynamak istersiniz, oynayamazsınız, arkadaşlarınıza alay konusu olursunuz. -aaa musette mi? bırakın canım onun elleri hassas ahahahahah- deliye dönmek üzeresinizdir. rüyalarınızda, merdivenlerden yuvarlandığınızı, elinizi, kolunuzu kırdığınızı, piyano çalamayacağınızı görür sevinirsiniz. hatta gerçek hayatta düşüp parmağınızı kırarsınız, buna bile sevinirsiniz allahım nihayet, nihayet tatil yapabileceğim diye. ama yok tabi öyle yağma, madem sağ elini kırdın o zaman sen de bütün yaz sol elini çalışırsın, hem böylece güçlenmiş olur diye bir cevapla karşılaşırsınız. 13 sene sonra artık ölsem de kurtulsam diye düşünürken, birden kafanızda bir ampul yanar. niye ölecekmişim canım, çaldığım pis bir nota insan ölümüne sebebiyet vermiyor ki, doktor muyum ben diye düşünürsünüz. mutlu olursunuz, arkanıza bakmadan kapıdan çıkar gidersiniz ve bir daha asla uğramazsınız.
işte böyle yerlerdir konservatuvarlar, eğlenceli mi değil mi karar vermek başkalarına kalsın...
Uludağ Üniversite bünyesindeki konservatuar Mudanyada'dır. ilk yeri eski tekel binası iken, -bilmeyenler için limanın hemen yanı- şu anki yeri huzurevinin oraya çıkarılmış, öte yandan tekel binasının olduğu yerde otopark yapılmıştır.
Ayrıca; neden sadece aklımıza müzik geldi a dostlar; tiyatro da vardır, candır.
müzik bölümü giriş sınavları için (bkz: çetin akdeniz)den bile daha iyi bağlama çalsanız dahi 100 üzerinden ortalama %10 puan getirdiği için sonuçlar açıklandığında mortingen edebilen kurum. Şöyle biraz özet geçeyim,konservatuar müzik giriş sınavları için;(öğretmen olmak istiyorsanız; eğitim fakültesi müzik bölümü,sanatçı olmak istiyorsanız güzel sanatlar fakültesi veya konservatuar bölümlerinden,daha ayrıntılı incelemelerden sonra birine karar vermenin akabinde)öncelikle piyanodan sorulan tek ses,çift ses,üç ses ve dört sesleri ayrı ayrı verebilme,nota okuma-yazma (solfej-dikte),melodi ve ritm hafıza, gibi enstrumandan önce gelen bitakım,temeli zamana bağlı olan ve sağlam hocasız olmayan bir hazırlık sürecinden geçmelisiniz.
kendilerini ülkenin kurtarıcısı sanmalarına rağmen hakettikleri değeri bile kimsenin vermediği sanatçı adaylarının, çalıştıkları, barındıkları sanat okulu.
Konservatuarın doğru yazılımıdır. Konser ve tuvarla alakası yoktur. müzisyen yetiştirmesi için kurulan ama bunu başaramayan (Türkiye için geçerli) eğitim sorunsalı kurumdur.
torpilin en alasının döndüğü yerlerden birisi olmasıdır, oradaki yetenek sınavına çıkan adam kendi alanında en iyisine bile kafa tutacak seviyede bile olsa düşük puan alır.
tiyatro bölümünde sırf hoca tipini beğenmedi diye alınmayan öğrenciler vardır. kısacası götü arşa dayanacak seviyede kalkık hocalar ve eğitim görevlileri mevcuttur.
sınav sistemine gelecek olursak türk eğitim sisteminin sikindirikliği orada da mevcuttur. gitar vb telli yada yaylı bir enstruman çalmayı öğrenmek için giden öğrenciye şandan ve piyanodan sınava tabi tutuluyor sonra notaların seslerini ağızıyla çıkartması ve ritim tutması bekleniyor bir balığa ağaç tırmandırmaya çalışmaktır bunun adı. yurt dışında hiç böyle değil sadece çaldığın şeyden sorumlusun.*
kısacası bişey yetiştirdiğini zanneden ancak sikindirik eğitim sistemi ve hocalarının afra tafrası yüzünden yanlış yönlendirilen öğrencilerden bir bok olamıyor. sonra vay efendim türkiyede neden müzisyen az ve sanat geri.
not: bilgilerin çoğu bir konservatuar hocasından bizzat alınmıştır itiraz etmeye yeltenenin beyni itinayla klavyeye dökülür.
bu gün buselik makamı ve kurdi makamının seyrini tamamen öğrenmeme vesile olan eğitim kurumu. * makamların çoğunu dinlerken ayırt edebiliyorum aslında amma işin teknik boyutu daha farklı ve şart olan bişey. kısacası eğitim şart.