büyük hayranlık beslediginiz bir sanatcının konserinde hep biraz burukluk olur inceden. ''seninle yatıp kalkıyorum hastayım ulan sana ama bunca şebeklik yapmama rağmen dikkatini çekemiyorum'' diye düşünür insan ister istemez. hele birde yan taraftan izliyorsanız konseri durum daha vahimdir. konser boyunca hiç iplemez seni bokunu bile yiyebilecegin o sanatçı.
bazen garip şeylere vesile olabilen eğlence biçimi.
kalbinizde büyük bir iz bırakmış sevgilinizle bir konserde tanıştıysanız, ayrıldıktan yıllar sonra aynı grubun konserine bu kez tek başınıza gidip o gece tekrar bi mesaj atacak kadar iyi olmuşsa kafanız... ve "yine seni hatırladım" diyebilmişseniz... yıllar sonra yeniden konuşmaya da başlayabilirmişsiniz.
gerçi karşımdaki buna dünden hazırmış. direk msn ve facebook'a geri ekleme ritüeli. ah ah...
haddinden fazla pahalanan aktivite.
ben öyle şarkısını dinlediğim kimsenin hayranı değilim. canlı göreyim diye delirmiyorum da yanımda sevdiğim insanlar olunca eğlenceli bir akşam geçirmek için giderim bir değişiklik, çeşitlilik olur fakat o da eski türkiye'de kalmış. artık bunun için ödenecek para üç bin dört bin liralara çıkınca orada bir durmak lazım diye düşünüyorum.
tiyatro, stand up gibi sanatsal aktivite olunca yine bu paralar çok fazla ama en azından sahnede ilk defa izleyeceğim bir şey var. değer mi değmez mi diye düşünebilirim, gittikten sonra iyi ki diyebilirim. konser öyle mi? değmeyeceği çok ortada. zengin etkinliği olmuş bu da.
gidiş dönüş uçak bileti parasına yeni bir yer görmektense iki saat avaz avaz şarkı söylemek çok birbirine denk gelmiyor bana.
gerçi dün de tatile gitmekle ilgili benzer şeyleri yazmıştım. artık enayilik gibi geliyor bana her şey.
belli ki yaşlandım. konunun hiç buraya varacağını düşünmemiştim ya. ulan yaşlanmışım be ben.
şimdiden duyuyorum
herşey birdenbire olacak
şuramda bir kılcal damar
yada beynimde bir sinir ucu
o anda biyerlere atılmış eski bir kemanın
yalnızlıktan gerilmiş bir teli kopacak
yada terkedilmiş bozuk bir piyanodan
tek notalık si minörden bir ses çıkacak
karanlıkta ve yalnızken dinlemeli
bu konser modası geçmiş adamın
yaşamı boyunca sunmak isteyip de
veremediği ilk ve son konser olacak
gençlik dönemlerinde gereğinden fazla önemsenen bir etkinliktir. r.h.c.p.'ın türkiye'de konser vermesini beklemekle geçer koca koca yıllar. sonra bir bakmışsın, "ne konseri yea!?" diyorsun. barların yanından geçerken, "gençler eğleniyor işte" derken bile bulabiliyor insan kendini, yoksa bunlar bir tek bana mı oluyor.