“Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğunu düşünmekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte arar, bazıları da daha alçakta… Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır.”
ben iyi bir amca zannederdim lakin, " kızıl çinde kadınlar göğün yarısı " diye bir kitap okudum. kapağında başkaldıran kadınlar vardı ve şöyle yazıyordu " konfüçyüs öğretilerine karşı çıkan kadınlar " o günden sonra konfüçyüsün kadınlar hakkındaki düşüncelerini öğrenmek istedim lakin araştırmaya fırsatım olmadı. bilen aydınlatırsa sevinirim.
soyut konularla, metafiziksel problemlerle ve tinsel varlıklarla ilgilenmemiştir.
öğrencilerinden birinin manevi varlıklara veya tanrılara hizmet etme ve ölümle ilgili sorusunu: ''beşeri varlıkların hizmetinde bulunulacak durumda olunmadığı zaman, manevi varlıklara nasıl hizmet edilebilir? hayat hakkında bilgi sahibi değilken, nasıl ölüm hakkında bilgi sahibi olabiliriz?'' diye cevap verdiği söylenir.
tabi, orada ve tam o zamanda olmadığım için net bir şey söyleyemiyorum bu konuda. demiştir, delikanlı adamdı konfüçyüs, neyi bilemeyeceğini bilirdi.
konfüçyüs'ün kurduğu felsefe geleneği, bir devlette düzeni egemen kılmayı bilen insanın nasıl yetiştirileceği sorusuna çözümler getirirken, erdemi en önemli konu yapmıştır. zira, başkalarını yönetmek önce kendini yönetmek demektir ve erdem de onun gözünde, sürekli geliştirilmesi gereken bir iç nitelikler bütünüdür. yaşadığı dönemde genel olarak kişinin kendini sorgulamasından, dönüştürmesinden, başkalarına ilham vermesinden ve erdemli biri olmak için sergilemesi gereken çabalardan söz etmiştir.