adalet ve kalkınma partisinin dış politikasının temel ayaklarından biri. bu politikanın ardında dış politikaya oldukça kafa yormuş ahmet davutoğlu vardır. 2002'den bari ak parti dış politikasını fikirleri ile perde arkasından şekillendiren ahmet davutoğlu'nun ikinci cumhuriyetin dış politikasının kilit ismi yapmaktadır bu politika.
bu politikanın temeli, yıllardır bize ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramamış azerbaycan'ın aleyhine ermenistan'la yakınlaşmak, kıbrıs gibi saçmalıklar yumağı oluşturmuş bir problemi ne pahasına olursa olsun çözmek, ayrıca güney kürdistan'ın yeniden yapılanmasında birinci dereceden etkili bir aktör olmaktır.
yani özetle bölgenin hakim gücü olmaktır amaç. buna neo-osmanlıcılık demek de doğru olabilir. filistin'e, lübnan'a müdahaleler bu sebepledir. israil'le güç mücadelesi keza yine aynı amaçladır.
şimdi düşünün ki her katta dört dairesi olan çok katlı bir evde oturuyorum. üst katımda satanistler, alt katımda tarikatçılar var. yan komşum eşcinseller, diğer yanımda amerikalılar var. tam karşımda da börek ve altın günü dışında dünyadan haberi olmayan şişko süslü karılar oturuyor.**
eğer hiç birisi ile problemim yoksa, hepsiyle de iyi geçiniyorsam; kişiliği ve savunduğu bir şeyi olmayan karaktersizin biriyim demektir. allah da beni kahretsin o zaman...***
herkesin özelinin kendine olduğunu kabul eden, kimsenin evinin sınırları içerisine karışmayan ama apartmanın temizliğini ve güvenliğini ortak yürüten bir durumdur.
eğer öğrenciyseniz neredeyse imkansızdır. eğer siz iyi geçiniyorsanız, ev arkadaşlarınızdan biriyle mutlaka problem yaşanır. hatta komşularınız ev size ev arkadaşınızın dedikodusunu yapmaya bile kalkışabilir. diyelim böyle bir problem yok, misafirler sorun olur. faturalar, ortak kullanım alanları *, kısacası herşey potansiyel problemdir.
amaçlananın aşağı yukarı garanti altına alındığı iktidar mottosudur.
dinamik politika yürüteceğiz diye kıvranan bir batı projesi partisi, sıfır problem baremini yakalamış ve geçmiştir. komşu ülkeleri hafife alan ve haysiyet yoksunu öge gibi davranan bir yaklaşım, iletişimini diyalog kurmaya kapatan ve bölgedeki yakınlara sırtını çevirenlerin işidir. iletişimin olmadığı yerde de problem vardır demek akıl karı iş değildir, safını belli etme amacı güdülürse.