insanı sinir hastası edebilecek bir tür tanıdık.
alt kat komşum her sabah ben kahvaltı ederken bizde. ay yeter!
bu sabah başka bir komşu daha gelmişti, o gelsin bak, başımın üstünde yeri var. ama ben öbürüne günaydın bile demeyince... sevdiğim komşu da üstüne alındı. yapacak bir şey yok.
ayar olduğum kitledir. bilmem kaçıncı evim hepsinde aynı tantana...
mesela her kalabalık olduğumuz gecede gülüp eğlendiğimiz de polisi arar komşular, polis gelir uyarır gider. Acaba sen karını döverken benim polisi aramamın nedeni 'erkektir yapar' falan mı sanıyorsun? Yada gece boyunca inleme sesi duyduğumda 'müzik dinleyerek' uyumamın nedeni 'evli olman mı' sanıyorsun? Bu tahammülsüzlüğü nedeni nedir abiciğim? Aynı şekilde toplu taşıma aracında birisi ağlarken kimse ses etmez, ama birileri gülüyorsa hemen bir amcam uyarır... Kıskanıyor musunuz lan? Öğrenci diye piç muamelesine gerek yok ki, ben zaten ağzını burnunu kıracak olsam bu yaşta, babam evde değil diye seni dövmeyecek değilim....
2 yıldır yaşadığım binada bir allahın kulu da bir gelip siz öğrencisiniz demedi halimizi hatırımızı sormadı selam vermezsek selam vermedi. ama öğrenci halimizle gelip bizden kavanoz isteyecek kadar yüzsüz, kışın kombi yakmıyorsunuz evi ısıtamıyoruz diye şikayet edecek kadar düşüncesiz (ulan biz ne yapalım donduk ulan paramız yok işte sen don diye yakmıyoruz zaten mal ya bak yine sinirlendim) en ufak seste gelip şikayet edecek kadar tahammülsüz, merdivende duran bisikletin frenlerini boşaltacak kadar insafsızlardır**.
insana cinnet geçirttirip katil etme potansiyeli yüksek varlıklar.
alt katınızdaki 2 dairenin de sahibi olan gerizekalının, son 20 yıldır kaba inşaat haliyle duran daireyi tam da bugün, yani benim sinirlerimin en harap olduğu gün eve çevirmeye karar vermesine ne denir? tahlil vermişim, neyim var bilmiyorum. beni bu halimde delirttiniz! sabahtan beri matkap sesinden nevrim döndü. daha bunun mermer kesmesi var, camı var, döşemesi var, sıvası boyası var...
ulan bizim evin altı yıllardır su topluyor alt kat açık olduğu için. kaç kere konuştuk yanaşmadın göt! şimdi mi aklına geldi? hayır adam dedemin kardeşi olmasa daha ağır küfür ediicem de dua etsin küs de olsak akrabayız.
ben bunu bilir bunu söylerim: akraba komşunuz olmasın, ebenizi... bak çok sinirlendim yine. tansiyonum çıktı. hırrr...
Yıllarca komşuda pişti.
Kokuları buram buram geldi burnumuza.
O zamanlar babamın hastalığının ilk yıllarıydı.
Annem ise felçliydi.
Ben henüz 4 yaşındaydım.
Annemin neden yataktan hiç kalkmadığına babamın nasıl bir anda bu kadar yaşlandığına hiç mi hiç anlam veremediğim yaşlardaydım.
Komşuda pişiyordu.
Bizde pişmiyordu.
Ve komşuda pişen bize hiç düşmüyordu.
Bekleyen de yoktu zaten.
Ama çocuktum.
Mutsuzdum.
Müzik ruhumu dinlendiren, beni benden alandı.
Onunla uğraşmak istiyordum.
Muhafazakar bir aileydik, hoş karşılanmadı.
Mutfakta bulaşık yıkarken mırıldanmalardı bana tek müsade edilen.
Mutsuzdum.
Masa başında geçireceğim her iş günümde müziğimin önüne geçenleri sevgiyle anacaktım.
Bir gün evde yalnızdım.
işte bu benim son günlerdeki en özgür anımdı.
Fırsat bu fırsattı.
Ruhumu serbest bıraktım.
Avaz avaz söylüyordum sevdiğim tüm şarkıları.
Mutluydum.
Şimdi de komşular rahatsızdı.
16 yaşındaydım.
Aşıktım.
Sevdiğimle görülmüştüm komşumuz tarafından.
Babama şikayet etmişti.
Ölesiye dayak yediğimde, kafam duvardan duvara vurulduğunda, kanım babamın eline bulaştığında, babamın tek kaygısı vardı.
Bağırmamalıydım, komşulara rezil olmamalıydık.
işte böyle mühim insanlardır komşular.
Ama yoook.
Ev almayalım komşu alalım biz.
Dertsiz başa dert alalım.
arkadastir, dosttur, muhtac olunasidir, "merhaba" denilendir, olmazsa olmazdir.
anlayisli ve düsünceli olanlari en makul olanidir. artik az bulunur. aile yarisi, cocukluk arkadasi ve hatta ilk asktir.
bakınız yazarlar bakınız büyüklerim bakınız sevgili üslerim saygıyla anıp gözlerinizden öptükten sonra neden böyle dedigimi açıklayayım. ben bursada kız arkadaşıyla kalan bir genc kızım hacım. burda bodrum katında bir evimiz, boş bir buzdolabımız, aç bir karnımız var. herneyse. bunları bir kenara bırakalım. bu evde yaklaşık yirmi gündür kalıyoruz. ve karşılaştıgımız ilk komşu bir erkek, bir evin beyi bize 'gızzzlaar siz sindi genc gızsınız raatsız eden neyin olur oldumuydu baa gelün gelün ki ben sizi koruyayum' bunu diyen herif 50 yaşlarında filan okurcuklarım. ve yüzündeki o yavsak ifadeyi hala silemiyorum gözümün önünden. üstelik evli ve üç çocuk babası. onu gecelim. ikinci gün üst kattaki gülsüm teyze diye hitap ettigim kadın bana ' bu eve sakallı çocuklar geliyor ne onlar matalci diyorlar onlara pis onlar getirmeyin eve ' dedi. sanki eve erkek atıyoruz mınagoyum seklinde iç sesime hakim olurken aramızı bozmayalım ikinci gün daha dedik ve tamam teyze dedim. halbuki eve gelen sakallı herif dedigi yirmi yaşlarında müzik grubumdan arkadaşlarımdı. onu da geçelim. gelelim üçüncü güne, ümmühan teyze geldi kapımıza.* bu evde çok gürültülü müzük dinliyürsünüz, rak diyorlar ona dinlemeyin, tsm dinleyin dedi. ki millet rahatsız olmasın diye sesini kısıp dinliyorduk.
o gittikten biraz sonra rıfkı amca gelip alkol kullanmayın bu evde sakın, haşa tövve günah diye bizi uyardı. içtigimiz iki biraydı. kaldı ki iki birayla kim sapıtırdı. hadi onu da geç iki kızız nihayetinde içip içip nereye saldıracaktık. ayrıca buna kim neden nasıl karışırdı?? ve aynı gün gülsüm teyze tekrar gelip sevgilimle olan telefon konuşmamı dinledigini, ve sevgilimden ayrılmam gerektigini çünkü burda böyle şeylere izin vermedigini anlattı. işte o noktada gözüm karardı sözlük. özel hayata saygısızlığın hat safhasını bizzat yaşadım. burası müslüman degil yobaz sözlük. burası çok bağnaz sözlük. burda çok sığ insanlar yaşıyor sözlük. bunlar komşu degil afedersin orospu çocugu sözlük.