kendilerini tanımam etmem. ama üst kattakiler çekmece bile açarken sanki benim yan odadan açılıyormuş gibi yakından geliyor ses. evde tekken bazen ulan biri mi girdi eve diye düşünüyorum. üst kattakilerle aynı evin içinde yaşıyor gibiyiz.
Allah hayırlısını versin. Ev sahibi kiraya kallavi bir zam yaptı. Yeni ev bakıyoruz. Evden taşınmamızın sebebi zam değil. Yeni çıkacağımız ev aynı fiyatta hatta tahmini biraz daha yüksek olacak. Alt kat komşumuz. Allah yardımcıları olsun. Çocuklarından biri engelli. Her akşam bir iki saat ağlama nöbetleri oluyor. Hiçbir şekilde bir kere bile kapılarına gitmedik bu yüzünden. Çoğu zaman anne baba bile bunalıp, takati tükenip bağırıp çağırıyor çocuğa. Yıllardır bizim de sinirlerimiz bozuldu haliyle. Sesi bastırsın diye her akşam kulaklık takıp müzik dinlemeye çalışıyorum. Şu an yine başladı. Sabrım iyice tükendi. Böyle düşündüğüm için de sevmiyorum kendimi. Yeni eve taşınmayı iple çekiyorum.
Derinliği kaybolmuş kişi.
Asansöre binip katıma çıktım. Ben inince asansör çağrıldı. Üzüldüm.
Komşuluk böyle değildi. Bazı komşularımızla yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. Yemekler, ziyaretler , balkondan balkona sohbetler, hastayken bakmalar, okula götürmeler…
Artık komşular birbirinden kaçıyor. Yazık…
“cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”
buhârî.
komşunun gayri müslim olması, bir müslümana, ona karşı komşuluk hakkını gözetmeme yetkisini vermez.
komşunun yahudi, hristiyan veya hiçbir dine inanmayan bir müşrik olması bu prensibi değiştirmez.
taberânî’nin rivayet ettiği bir hadîse göre peygamber efendimiz, üzerimizdeki haklarına göre komşuları üçe ayırmıştır:
bir hakkı olan komşular: müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk hakkı vardır.
iki hakkı olan komşular: müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır.
üç hakkı olan komşular: akraba olan müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır.
-alıntı-
Ya birisi şuna nasıl süpürge kullanılır öğretsin dediğimdir. Evladım süpürgeyi yere vurmayacaksın, yeri kazımayacaksın. Bok gibi yapıştı amk çomarı başımı belaya sokacak.
yardım isteme ihtimaline karşı arayı sıkı tutmanız gereken, genelde merdivende karşılaşıp iyi günler dilediğiniz, şimdilerde ise konuşmamak için koşar adım evlerine giren insanlardır.
bana göre çoğu sevimsizdir. yine de saygıda kusur etmezdim. çocukluğumda komşularımız vardiyalı işçilerdi, babam dahil. annem de migren hastasıydı. sessiz olmak bizim evde zorunluluk olmuştu bir bakıma. biraz sert yürüdüğümüzde uyarırdı ailem "insanları rahatsız etme" diye. keza komşular da birbirine saygılıydı.
şimdi okuduğum şehirde tek kalıyorum. insanları rahatsız etmemek adına hala kulaklıkla müzik dinliyorum. ama yan komşum pazar günü sabah 9dan itibaren yüksek sesle müzik açıp el kadar evi 35 kez temizliyor. 2 kişiler bir de. merdivenden çıkarken böğürerek gülenler var. tepinen insanlar var her tarafta ve bu insanlar çocuk değil. şu an bile; üst kat olduğunu tahmin ettiğim evde bir delikanlı sevgilisine ayar çekiyor. rap yapar gibi, öyle hızlı ve sesli ki! gidip öpüşün de barışın demek üzereyim sırf biraz daha sinirlenip adamı boğazlamamak için.
topluluk içinde yaşarken uyulması gereken yazısız kurallar vardır. apartmanda kükrememek gibi. bu insanlar yeraltında mı büyümüş anlam veremiyorum. sese karşı fazla hassas olduğumun farkındayım ama o insanlar da saatin, çevresinde yaşayan insanların farkında olmalı. duvar yumruklayan yaşlı teyzelere dönüşmek üzereyim. zaten yapmadığım bir şey değil.
su an evlerinde 2 kadın ağlıyor içeride 1 erkek var. kadınlar nolur yapma nolur diyerek hıckırarak ağlıyor.
doğulular. büyük ihtimalle karısını veya kumasını dövüyordur kayıtsız kalacam mk beter olsunlar. ehehe
iki kat üstteki komşumuz bolumengenli ve o kadar güzel yemekler ve tatlılar yapıyorki. bu akşam yine bir tabak tatlı karışımı diyeyim içinde börek kuru pasta falan her şey vardı.
atalarınız boşuna söylememişler:
ev alma komşu al diye. komşuluk bence eski devirlerdeki haline geri dönmeli.
"Komşu komşunun külüne muhtaçtır." sözüne özne olan insan sıfatıdır.
Fakat günümüz modern, kentleşme sürecinde artık komşuluk sadece bir "sıfat" olarak kalmakla yetinmiştir. Bir üst katımızdaki komşumuzun adını bile bilmeyiz mesela. Sadece simaen tanırız. Asansöre binince sahteden bir merhaba ile geçiştiririz. Eve girince umursamayız. Öldü mü kaldı mı? Aç mı tok mu? Bilmeyiz.
neden bilmiyorum herkes gelip anacığıma başka biri hakkında bi şeyler söylüyor. o da bana anlatıyor laf arasında.
3 numara ile 5. numara 2 numaradan nefret ediyor.
1 numara kışın kalorifer yakmıyor.*
3 numara kızını 5 numaranın oğlu ile evlendirmek istiyor.
4 numara 7 numarayı dedikoduculukla suçluyor.
4 numaranın acaba neden çocuğu olmuyor?*
...
elimde çok çılgın bilgi var, karıştırayım mı apartmanı sözlük?* şaka bi yane nerde çokluk orada sorun problem. külümüz de eksik olsun.
bir koşu gidilip bi fincan tuz istene,n hazırda ki en yakın bakkal,
aşırı sesten şikayet ettiğin rahatsız edici hane,
akrabalarından daha çok gördüğün insan,
bide kaynaştımı tadından yenmeyen dost.