Aşırı toplumcu, diktacı, özel mülkiyetin olmadığı, milliyetçilik karşıtı bir ideoloji. Eşitlikçidir. Karl marx'ın öncüsü olduğu düşüncedir. Onlarca diktatör çıkarıp, milyonlarca insanının kanını döken ütopik bir ideolojidir. Aynen türkiye'ye dincilik gibi yayılmış bir zehirdir.. Avanakları ve ezikleri çok etkiler.
Gelecek yüzyıllar sonra komünizm sistemi gelecektir. Kehanetlerle değil, Günümüzde yapılan birbirini yavaş ve kontrollü bir alıştırmayla takip eden Gelecek şekillendirilmede görülen şey komünizme(?) işaret eder. Komünizm ise, Asıl gelecek olanı gizleyecek bir truva atıdır. içerdeki asıl silahı saklayan süslü bir gölgedir. Her şey zamanla bu sisteme evrilmeye başlar ve başlayacaktır. Dünya yüzbinlerce karmaşıklıkta dönmekte. Ülkeler çesitli politikalar yasalar dinler diller yaptırımlar yerine tek bir çatıda toplanabilir miydi? Küreselcilik komünizm ışığında gelebilir miydi? Dünyanın ilk oluşumunda yerinden ayrılmamış tek bir bütün halde duran kara parçası gibi. Fakat Zaman geçtikçe insanların farkedecek olduğu şey gelen sistemin aslında bir önemi olmadığı olacaktır. Sistem ne olursa olsun uygulayan gücün kimin elinde tuttuğun ne şekilde ortaya koyduğunun önemli olduğudur. Gücü elinde tutan iktidar için sömürülmeyen birey toksittir. Yok edilir veyahut yok sayılır ayrıca sömürülenler tarafından dışlanması sağlanır.
Geçmişte vaadedilmiş güzel bir dünya iyilik ve insanlığın faydası için kurulmuş toz bulutu hayaller, Yalnızca Proletaryaların iyiliği için kurtuluş gösterilecek, eşitlik ütopyası kisvesi altında Barış dalı ile gelecek olan gizli diktatör(lerce) yönetilen boyunduruk distopyasına Sosyal sınıf, statü, devlet, din saf ırk millet gibi komandit kalıplar bitirilip tek tip insan, planlı bir ekonomi, sona ermiş savaş, sonsuz barış, eşit kazanç, ortak mülkiyet, ortak üretim tüketim, dijital para sistemi, cinsiyetsizlik, eşit çalışma şartları.Kayıt altında olacak sisteme itaatsizlik edemeyecek takip kontrol sistemleri. Bunlarla birlikte gelen Kitlesel hareketin sonucu yok olacak olan tembellik hakkı, özgürlük hakkı, özel yaşama dair alanlar, rafine istekler, özgür irade, habersiz yapılamayacak alışveriş, seyahatler, evlilik, berduşluk kişisellik, özgünlük, kalmayacak, çünkü gerek yoktur artık " eşitlik" vardır. Farklılıklar sadece bütünlüğü bozan engellerdir. Sistemin çarkındaki insandan yapma dişliler, insanın değil barışın ve huzurun devamı için ömürlerini tüketene dek çalışıp kendilerine dayatılan yaptırımların kişisel ihlallerini çoktan aştığının farkına bile varmadan düzeni sağlayan sistemde kalmayı kendileri isteyeklerdir. eğer yeterince iyi uyutuldularsa tebrikler, içine düştükleri durumdan asla şikayet etmeyecekler hatta sonsuza kadar şükür ve minnet duyacaklardır. (Bunlar şimdiki zamandan birilerini hatırlatıyor mu bize ?) ihtimali yüksek olanlar komplo teorisinden çok kitle kontrol için getirilecek sistemin önlenemez sonuçları olacaktır.
( Eğer Marksizm-Leninizm'e göre birebir tasarlanabilseydi tarihteki denemelerin büyük çapta uygulanabilirliği sağlanabilse ve gerçekten görünmeyen güçler yıkılıp iyi proleterya gücü ele alabilseydi kontrolsüz de olsa yalnızca bir süreliğe tamamen başka bir ütopya kurulabilirdi. Yine de unutmamak gerek. insanlık tarihinde, atalarında uzun sürecek bir durağanlık ve tepkisizlik yoktur. Savaş mücadele güç ve iktidar elde etme dürtüsü ırkçılık ego savaşları güç gösterileri elinde sonunda bir yerden açık bulup başlayacaktır. Elbet birileri bir yerde isyan edecektir. Eşitlik değil üstünlük isteyecektir. Ayrı şekilde eşitlik olgusu iyi ve insanlığa yararlıymış gibi gösterilmiş bir dayatmadır. Bu birbirinden farklı ölçülere sahip insanlara tek beden kıyafet giymeye zorlamak kadar mantıksız bir iştir. asıl olması gereken şey ustaca geliştirilmiş bir "adalet" olgusudur. Bunu sağlamak daha zor ve karmaşıktır. Tek tip insan modeli almak ve yaratmak istemek elbette daha kolaydır. Bu sebeple Marx sistemi gelecek için fazla insancıl kalmakta (ki bu insanın içine özgürlük tohumu atmak demektir bu iktidarın gücünü bozup işleyen çarkına çomak sokmaktır bunu asla istemezler ) komünizm gerçek hayata uyarlandığı tasvirinde insan gibi bir değişken yapı ele alınınca şu an için fazla iyimser kalmaktan başka bir şey ifade etmemekte ne yazık ki.)
Ps: George Orwell'dan bahsetmeyecektim. fakat aklıma düşen bir tespit var ki, Eğer komünist sistemde başınızda bir çoban bulunuyorsa (1984)
Eğer Çobanı ortadan kaldırdıysanız (hayvan çiftliği)
"Bütün hayvanlar "eşittir" ama
bazı hayvanlar daha eşittir."
Bu kadar derinlemesine işlediğim için ilerde bir manifesto yayınlamam şart oldu sanıyorum.
komünizm birçok ülkeyi mahvetmiştir. komünizm faşizm kadar otoristerlik getirir. sovyetleri çini kuzey koreyi ve kübayı mahvetmiştir.Kübalılar köpek balıklarına rağmen amerikaya yüzerek kaçma peşindedir. sovyetlerin dağılışını bizden büyükler zaten gördü. hepsi de gerçek komünizmdir. biri çıkıp şey demesin görçök komonüzm bu döğül falan. komünizm rekabetin önünde engeldir. özel mülkiyete düşmandır. rekabete engel oldugu için gelişmeye ve ilerlemeye de engeldir. liberalizm güçtür. doğanın yapısında liberallik vardır. iyi olan kazanır. darwinin kitaplarını okuyun. doğal seçilim diye birşey var. eşit paylaşım saçmalıktır. herkes mücadelesi ve başarısı kadar alır eşit almamalıdır haskızlıktır. bir çöpçü ile bir doktor bir değildir. olmamalı. bu yüzden kalkınmak için gelişmek için adalet için liberalizm.
bu arada ağzında sakız gibi sömürü lafını gezdirenlere şunu demek isterim. mesela patronlara karşısın değil mi? seni sömürüyorsa o iş yerinde çalışma, başka iş bul (bak liberal sistem sana bu avantajı sunuyor. komünizmde olsaydı asıl o zaman sömürülürdün). kendini geliştir. albenini yükselt katma değerli işte çalış kuru kuru sömürü lafını dillendirip durmayın komik oluyor. illa havadan mı ağzına düşecek? çalışacaksın tabi ki de.
not: türkiye liberal bir ülke değildir. türkiye'de eş dost kapitalizmi vardır. yarı sosyalist bir ülkedir.
Bütün emperyalistler komünizmden nefret eder. Çünkü komünizm sömürü çarkına çomak sokar. işin ilginç yanı komünizme sövenlerin çoğu "komünist manifesto"yu bile okumamıştır.
Ekşi sözlük'te övüle övüle bitirilemeyen ideolojimsi din. Ülkede ne kadar komünist, sosyalist varsa bu ekşi çöplükte takılıyor galiba.
(bkz: komünizm ile islamcılık arasındaki benzerlikler)
Kominizmi ateizmle karıstıran bir millete uzun uzun anlatılması gerecek bir ekonomik yönetim bicimi.yani dinle dinsizlikle alakası yok ekonomiyle akakası var.
komünizmin adalet sisteminde bence bir sıkıntı var. bu sisteme göre çoğunluğun faydasına olan şey adildir deniyor ama bence bu doğru değil. sırf bir insanın zengin olması onun malına el koymaya sebep olamaz. şimdi adil olmayan yollarla bu mallara sahip olduğunu söyleyebilirsiniz ama fakir insanlar da adaletsizlikler yapabilir. peki fakir insanlar adaletsizliklerinin 'bedelini' nasıl ödeyecek? burada zenginleri savunmuyorum ama verilen cezanın da bir usule bağlanmış olması gerekmez mi? yani bu kadar 'adil' cezalar verilmeli mi?
bu tür sistemlerin sorunu adaleti tekdüze bir şekilde uygulaması. bu yüzden komünizmin olduğu ülkelerde farklı düşüncelere sahip insanlara ve azınlık milletlere 'adil' bir düzen uyguluyorlar ya!
özel mülkiyetin olmadığı, aşırı toplumcu, diktacı, ütopik bir ideoloji. herkesi eşit derece fakir yapmayı hedefler. sadece fakirleri düşünür. genellikle latin amerika'da ve asya'da uygulanmıştır ya da uygulanamamıştır. gerçekten bir hayalden ibarettir. milyonlarca insanın kanına giren dandik bir ideolojidir. komünistler, komünist devletlerin yaptıkları komünizmi yansıtmaz der fakat gayet de yansıtır. türkiye'ye komünizmin geleceğini düşünenler de sadece güldürür. sokaktan herhangi bir türk'e komünizm nedir diye sorsanız ha? der veya moskof dölü der. türk milletinin yapısına asla uygun değildir. bu ideoloji, onlarca eli kanlı diktatör çıkarmıştır. ayrıca da bir sürü türk'ü öldürmüş ideolojidir. bizden uzak olsun dedirtir. pkk da çoğu komünisti, sosyalisti davar gibi güder. bu da insanlarda bu ideolojiye dair antipati oluşturmuştur.
komunistin eline biraz para geçsin komunizme ana avrat sövmezse ben bir şey bilmiyorum.
insan doğasına uygun sistem ister kabul edin ister etmeyin liberalizmdir. çünkü doğada eşitlik yoktur. doğa güçlü olanın ayakta kalmasına dayalıdır. bunu her ne kadar gayri ahlaki bulsanızda gerçek bu.
Komünizm; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortaklaşalığına dayanan sosyalizmden ayırt edilmesi gerekir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve ispanya iç savaşı sırasında Anarko-komünist hareketle şekillenen (yaklaşık 4 yıl sürmüştür) toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur. Komünizm devlet rejimi olarak ilk kez 1917 Ekim Devrimi 'nden sonra kurulan Sovyetler Birliği'nde uygulanmıştır.
Komünizm aşırı sol siyasi pozisyonudur.
Komünizmi savunan akımlar arasında en yaygını Marksizm-Leninizm'dir. Marksizm-Leninizm'e göre komünizme giden süreç burjuvazinin ortadan kalkmasını sağlayacak olan proletarya rejimi başlatılacak ve ardından komünizmin hazırlayıcısı sosyalizm aşamasına geçilecektir. Marksist kuramda son aşama olan komünizmin gerçekleşmesiyle devlet ortadan kalkacaktır.
Leninizm dışında iki komünist akım daha bulunmaktadır. Bunlardan ilki Marksizm'in temel görüşlerini benimseyen fakat Leninist modelle komünizm hedefine ulaşılamayacağını iddia eden sol komünizm veya konsey komünizmi olarak adlandırılan akımdır. Lenin'in "Sol" Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı adlı eserine cevaben yazılan Herman Gorter'in "Yoldaş Lenin'e Açık Mektup", Gilles Dauvé ve François Martin'in "Komünist Hareketin Güneş Tutulması ve Yeniden Ortaya Çıkışı" isimli kitaplar bu akımın takipçilerinin yarattıkları eserlerdir.
Diğer bir komünist akım ise anarşist komünizmdir. Anarşizmin bireyci ve kolektivist akımlarından ayrılan anarşist komünizm fikri, komünizme devlet aygıtını ele geçirerek geçilebileceğini reddeder ve bunu savunan Marksizm'i eleştirir. Peter Kropotkin, Nestor Makhno, Errico Malatesta, Carlo Cafiero anarşist komünizm düşüncesinin temellerini atan düşünürlerden ve eylemcilerden bazılarıdır. Anarşist komünizm, anarşizmden "sınıf" gerçeğine göre hareket etme ve örgütlenme temelinde ayrılır. Savunucuları komünizmin, bilimsel sosyalizm olmadan gerçekleştirilebileceği üzerinde birleşir. Anarşist komünizm, devletin kapitalizm için bir kılıf olduğunu ve bu yüzden de sınıfsız bir topluma gidilecek süreçte kullanılmasının sonucunda "diktatörlük", "devlet kapitalizm"i ya da "bir sözde zümre"nin, toplum üzerinde iktidarına yol açacağını düşünür.
bu fikrin gerçekten gerçekleşebileceğine inanan insan saf biridir. çünkü insan doğası gereği bencildir. başkasını zerre önemsemez. önemsediğini gösterdiğinde bile aslında kendisini vicdan azabından kurtarmaya çalışıyordur. şimdi bu bencil olan insanların hepsi bir araya gelip sadece toplumun faydası için mi çalışacak? hayır hayır bence bu olamayacak. olacak olan şey ise şudur:
bir grup insan gelip devlet eliyle her zamanki gibi sömürülen insanları sömürmeye çalışacak. şu an özel şirketler ile devletler arasında olan güç çekişmesi durumunda güç tamamen devletin elinde olacak ve iktidar- iktidar çünkü bildiğiniz gibi komünizme geçmek için sosyalizm şart- denen oluşum insanların emeğini; ordusuna, kendisini takip eden yandaşlarına peşkeş çekecektir.
ayrıca herhangi bir fakirin parasını dürüst yollarla kazanmış olan bir zenginin malına el koymak istemesi de kapitalizm sayılmaz mı?
kapitalizmi falan övmüyorum. elbette insanların çeşitli temel ihtiyaçlarını devletler karşılamak zorunda ama daha fazlasını sağlayacağını düşünmek hayal gibi geliyor. hatta hayalden öte kaos gibi geliyor.
Paranın serbest dolaşımı ve özgürlüğü esas alan, devletlerin piyasaya müdahelesini tamamıyla dışlayan yönetim biçimidir. The beatles öncülüğünde Amerika’da başlamış ve 2. Abdülhamit tarafından Osmanlı’da uygulanmaya çalışılsa da başarılı olamamıştır.
seküler ve totaliter bir din olan sosyalizm'in en büyük hayalidir. bir nevi dinlerdeki cennet gibi bir zırvalık. sanırsam buradaki ütopyada huriler falan yok *
On dokuzuncu yüzyıldan günümüze kadar burjuva sınıfına karşı vermiş olduğu mücadeleden dolayı şu an bir nebze de olsa insani şartlar altında çalışıyorsunuz. Sosyal demokrasi denilen şey işçi sınıfının komünizm mücadelesi sayesinde var. Bu mücadele olmasaydı burjuvalar sizi robot gibi çalıştırmasını bilirlerdi ki çalışma koşullarının çok kötü olduğu yerler hâlâ var ve sayıları gün geçtikçe artıyor. Komünizmi ütopya olarak gör veya görme umrumda değil ama farkına var ki vahşi kapitalizmi elinden geldiğince önleyen güzel bir ütopya bu komünizm.
yaşayacağınız altı üstü 60-70 senelik bir hayat, tabi onu da yaşarsanız. Bir de şöyle sikim sonik düzenleri akımları savunup yıllarınızı heba etmeyin. Hayatınızı daha iyi yaşamaya çalışın.