anlaşılması için öncelikle;
(bkz: materyalist diyalektik)
çoğumuz,
(bkz: idealist diyalektik) i tercih ederiz buna.
marx' a göre, toplumlar kapitalizm ile ezilirler ve daha sonra bu ezilmenin verdiği güç birikmesi ve yeter artık etkisiyle ayaklanıp önce sosyalizme ardından komünizme geçerler.
efendim, olayı medeniyetler çatışması olarak ele alırsak, din toplumlar açısından son derece önemli bir olgudur. mesela, tarihsel gelişimimiz hristiyanlık üzerinde olsaydı çok daha farklı olacaktık, bunu demek bile saçmadır aslında. çünkü, olay çok geniş bir perspektiftedir. talas savaşının gerisine uzar..
demek istediğim şey;
islamiyette de zannettiğim kadarıyla, dünyanın sonu gelmeden önce yaşanacak bir adalet zamanı olacak. *
işte bu adalet zamanının, dinlerarası çatışmalardan kaynaklanan ve kapitalizm- emperyalizm şeklinde kendini gösteren olgunun komünizm ile gelen üretim araçlarının halka devri , eşitlikkavramlarıyla karşılanabilirliğinin diyalektiğini * yapmaya çalışmaktır.
Komünizmin dine bakışı genelde sekülerdir. Dini toplumsal bir üst kurum olarak görür. Yani kapitalist bir sistemde komünizm ya da sosyalizm alt yapı olarak ekonomik çerçeveyi essas alırken; aile, kültür, din, eğitim gibi yapılar üst yapı kurumu olarak ekonomik hakimiyetin yani burjuva sınıfının hakimiyetinin devamı için kullanıldığını söyler özetle. Marx "Dinin kapitalist sistemde bir afyon" olarak kullanıldığını belirtmiştir. Ancak Marx'ta genel anlamda bir din karşıtlığıda vardır. Çünkü materyalist felsefe temelinde bütün dinleri red eder. Hernekadar Marx "bilimsel komünizmin" babası sayılsada, kendisinden sonraki genel kabul dine karşı değil, dinin hangi amaçla kullanıldığıyla ilgili olmuştur. Sonuçta herhangi bir komünist herhangi bir dine tabi olabilir mi? Pekala olabilir. Ancak materalist felsefeye ne kada yakın olduğu da bu noktada önemlidir.
komünistlerin dinsiz olmasi onlarin ateist olmasi vs gibi cesitli teoriler vardir.
dogrudur, komünistlerin cogu dinsiz, ateisttir, fakat su unutulmamalidir; dini siyasete bulastirmayan yönetim bicimlerinden biridir komünizm.
Bir din mensubu kisinin, diger bir kisinin komünist oldugunu anladiginda hemen üstüne atlamasi tamamiyle, o dine mensup olan kisinin komünist olan kisinin ateist oldudunu düsündügündendir.
Hayir efenim, bir kisi müslüman olup komünist olabilir, hatta budist olup fasist bile olabilir.
dinden kasıt eğer islamiyet ise, asla bir araya gelemeyecek kelimelerdir. ikisi de taban tabana zıttır. islamiyette sosyal adalet vardır ama sosyalizm ve hele komunizm hiç yoktur. zaten komunist olmak için önce dinden sıyrılmak lazımdır...bütün teorisyen ve pratisyenler de bu kanaatte hemfikirdir.*
dindar bir komünist, komünizm adına yapılan dindar katliamlarını ya hiç bilmiyordur ya da hiç dayak yememiştir.
''efendim yaşanılan o tarih trajedileri, her ne kadar öyle gözükse de, komünizm öğretileriyle yakından uzaktan alakası yoktur''savunmalarının ayağı yere basmaz. keza islam hükümleriyle hüküm süren bir devlet ve rejim örneği vardır. (bkz: asrı saadet devri ve hulafa-i raşidin)
her nedense komünizm öğretilerinin islamla çekişmediğini söyleyenler, bu durumu, toplu iğne başı kadar dahi,örneklendiremez.
müslümandan komünist olmaz ama komünistten müslüman olur.yeter ki, islamın iktisadi ve yazıda geçen islam burjuvazisine bakış açsını etrafına mani, ağyarına cami olarak araştırabilsin.
ateşle barut gibi gösterilmesi tamamen bir yanılgıdır. çok basitçe, söyle örnekleyelim:
islam; 'hak' dinidir, doğal olarak neyi ister? tüm insanların eşit olmasını, insanlar arasında sınıf farkı olmamasını ve bilumum şeyler değil mi? komünizmin temel amacı da zaten bu değilmidir? eşitlik, ortaklık, özgürlük?... zaten bu yüzden ütopya deriz ya komünizm için... yani ikisi de temel olarak aynı olguları taşıdıkları için, din (başta islam) ve komünizm bir arada olabilirler.
komünist çin doğu türkistanda camiileri halka yasaklıyorsa, harbiden yan yana gelemeyecek iki olgudur. yan yana gelse de böyle durumlarda gelir işte, onun dışında olmaz.
doğrudur, islam da dahil dinlerin hepsi aynı zamanda birer ideolojidir ve kendi ideolojilerinin iktidara gelmesini arzularlar. ancak dinler çağa ayak uyduramayan dogmatik yapılar üzerine şekillendiğinden devirlerini çok önce kapatmış, artık burjuvaziler ve onların yönetim aygıtı devletlerin halkları oyalamak için kullandığı birer araç haline gelmişlerdir. bu nedenle kitlelerin afyonu denmektedir ve burjuva düzeni yıkıldığında dinler bir araç olmaktan da çıkacak, devirlerini tamamen kapatacaklardır. tarih açıp bakıldığında dinlerin yükselişlerinin altında sınıf ayrılıklarının keskinleşmesi yatar. bu nedenledir ki sınıfsız bir toplumda din de olmayacaktır.