Hiç bir rejim güler yüzle gelmemiştir. Kan ve nefretin olmadığı hiçbir devrim başarılı olmamıştır zaten. Sonuç olarak burada rejimi tartışıyorsak; kapitalizm dünya üzerine gelmiş bir kara buhrandır. Realizmden uzakdır. insanlara olmayan paralarla, hesabını veremeyeceği güçlerin vadeldiği ve sonuçlarına halkın katlanmasının reva görüldüğü bir sistemdir. EN son 2008 - 2009 dünya ekonomik krizlerinde buhar olduğu söylenen trilyonlarca doları halk ödeyecek. Tıpkı bugün Ötv güncellemesi adı altında kamu harcamalarının sırtımıza bindirilmesi gibi.
Unutmayalım, milletler kendi istedikleri gibi yönetilirler. Bugün % 50 almış bir parti yakında "vallaha bu köyü satarım haa!!!" diyebilir. o zaman artık kim liboş , kim komünist, kim kapitalist ortaya çıkar.
komünizmi sadece filmlerden görüp, bugün buraya döşenen zihniyetin bakış açısıdır. Yaşadığımız dünyada daha doğmamış çocukları borçlandırarak kurulan sistematik ezme yöntemiyle kapitalistleştirilmiş toplumların ellerine ıphone alarak özgür olduklarını sanan andavalların böğürmesidir. aklını sistemlerle bozmuş, halbuki dünya üzerindeki tüm sistemlerin bir şekilde öldürme ve yoketme politikası güttüğünü göremeyen magmatik tiplerin bakış açısıdır. Bölücülüğü her şekilde bir taraf olarak yansıtan, dünya üzerindeki zenginlikleri parayla ifade edebilen, sömürmeyi kanuni bir hak olarak gören kapitalizmi yaşadığı halde göremeyecek kadar trol tiplerin safsatasıdır. hedef göstermenin bile bir psikolojik işkence olduğunu anlayamayacak kadar dar bir bakış açısına sahip olmak çok kolay, şimdi biri bana kanla beslenmeyen bir rejim göstersin bizde öğrenelim...
ha bu arada, reel komünist devlet rejimi denemelerinde pek çok muhalif öldürülmemiş midir? öldürülmüştür. baskılar olmuş mudur? olmuştur. komünist silahlı bazı muhalif hareketler pek çok suça imza atmış mıdır? atmıştır. ve de bunlar da köküne kadar eleştirilir, eleştirilmelidir, o ayrı. ama bunu yaparken komünistlerin çabalarıyla devrilen totaliter veya monarşik baskı rejimlerini ve onların cinayetlerini karambolde sümen altı etmenin veya aklamanın da, "sadece komünistler canavar" edebiyatı yapmanın da alemi yoktur.
haçlı seferlerinden, osmanlının savaşlarına, amerika kıtasının keşfinde ki yerli soykırımından, afrika'da köle ticaretine, 1. dünya savaşından atom bombasına kadar baktığımda buram buram monarşi kokan katliamlar var.
haklı gerekçelerle birlikte açıklanabilecek bir durum. öncesinde kan ve nefretin ne tarafa yöneltildiğine bakmak gerekir. örneğin "parası olmayan eğitim almasın. parası olmayıp da başarılı olanların eğitimini zenginlerimiz lutfedip üstlenirler zaten." şeklinde düşünen ve dünya görüşü bu ve buna benzer düşüncelerle şekillenmiş acayip adamlara karşı nefret beslemek hepimizin en doğal hakkıdır kanaatindeyim.
bir fikir ne kadar büyürse, geniş alanlara yayılırsa karşıt fikirde o derece hızlı yayılır. bu ekonomideki arz-talep meselesi gibidir. yani burada arz edilen alınmaz, karşıt fikir çıkarılır. bu dünyadaki her fikir karşıt fikirden beslenir. eğer komünizm olmasaydı, hitler iktidara gelebilir miydi? ya da işçiler ayaklanmasaydı, bolşevik ihtilal olabilir miydi?
etiki'de görüldüğü üzere yalanlanmaya bile lüzumu olmayan saçma önermedir. kan ve nefreti kötülediği için çıkarcı olarak algılama gibi farklı bir yöne çekilebilir tabii. ancak kan ve nefreti normalleştirmekten daha faydalı bir iş olacaktır bu en azından.