(bkz: tüm genellemeler yanlıştır)
komünistlerin mücadelesi de emperyalistlere karşı olmuştur, atatürk'ünki de. atatürk'ün tüm görüşlerinin benimsenmesi zaten beklenemez, o zaman komünist değil, kemalist olurdu şahıs. bu da atatürk'ten nefret etme anlamına gelmez.
komünistlerin büyük çoğunluğu açısından geçerliliği olmayan durumdur.
komünistler atatürk'ü sevmek ya da sevmemekten ziyade kemalizm'in içeriği ve bu içeriğin komünizmle ilişkiselliği üzerinde kafa yorar.
bugünkü siyasî konumlanış içerisinde otoriter komünist bir devlet yapısını savunan tkp*stalin'e beslediği sempatiyi mustafa kemal'e de besler, zira ikisi de daha çok tepeden inme ve zora dayalı dönüşümlere imza atmıştır.
diğer tarafta kemalist dönüşümler elbette ki komünizm saikiyle değil, 1920 ve 30'lar avrupası'nın genel havası içinde görüldüğü üzere korporatist ve otoriter, kimi zaman faşizan bir hava içinde cereyan etmiş, ancak ideolojik anlamda yüzünü batı'ya, demokrasiye dönmüştür.
ancak şu da bir gerçektir ki, türkiye'de kadro hareketi de dahil, 68 kuşağı ve 78 kuşağını da içeren sol söylemde mustafa kemal ve kemalizm sıkça yer bulmuştur. işte bu yüzden bazılarının belirttiğinin aksine türkiye'de komünist ve sosyalist sol genel olarak kemalizm ve ona içkin milliyetçi ve ulusalcı söylemle malûl, enternasyonalizme içerik olarak mesâfeli bir tavır alarak, içe kapanmacı bir haleti ruhiye içindedir.
bugün dev-yol çizgisinin uzantısı olarak dünyaya gelmiş özgürlükçü sosyalist ödp* içinde bile kemalist bir damar mevcuttur. bugün bu damar, ergenekon'un ortaya dökülmesi sürecinde parti içindeki enternasyonalist sosyalist damarla uyumsuzluk haline girmiştir. ne diyelim, umarım muhafazakârlıktan kurtulurlar.
beni şaşırtmayan, atatürk yaşasa üzülmeyeceği olaydır. üç beş baldırı çıplak kimlik arayışındaki ergen varsın sevmesin atamızı. onu kimin ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz.
atatürk türk kimliğini vurgulamıştır. ataTÜRK herşeyden önce bir türk milliyetçisidir. komünizm millete ya da milli kimliklere çok uzaktır temeli ekonomik ve sosyal sınıflara dayanır. bu yüzden normal durumdur.
bilinen bi gerçek olmasına karşın komünistler dillendiremezler. bu bağlamda başıma bir şey gelmeyecekse atatürk'ü sevmiyorum diyen türbanlı kızdan farkları yoktur.
70 ortalarından itibaren özellikle 80 darbesinden günümüze kadar gelen süreçte daha da artarak kendisini gösteren gerçek.
kırılma noktasının oluşturan 68lere kadar böyle bir nefret söz konusu değildi. hatta dönemin sosyalist hareketinin fikri liderleri olan mihri belli, doğan avcıoğlu gibi aydınlar atatürk ilkelerini savunan, türk milliyetçiliği unsurlarını da büyük ölçüde barındıran milli demokratik devrim projesini ortaya atmış, bu teori deniz gezmiş, yusuf aslan gibi devrimciler tarafından da savunulmuştu.
70 darbesinin bu grubu tamamen pasifize etmesi ile birlikte ortam daha çok leninist ideolojiyi benimsemiş olan lumpen ve eğitimsiz bir gençliğe bıraktı. işte bu çarpık yapılanma yeri geldiğinde bölücü terör örgütleriyle birlikte devleti yıkmak için omuz omuza mücadele etmekte bir sakınca görmeyen, kürtçü faşist bir oluşumları da içinde barındıran, eleştiriyi kendi halkının değerlerine hakaret etmek olarak algılayan bağnaz bir kitlenin oluşmasını sağladı.
türkiye'de günümüzde komunizmi savunan bu kitlenin halk düşmanlığın da, atatürk düşmanlığın da özü budur. ilkesizler kendilerine çarpık bir ilke edinmiş gençlik heyecanlarını kılıç artığı eski sosyalistlerin fişeklemeleriyle zinde tutmaya çalışıyorlar. bunu yaparken de atatürk ve cumhuriyet düşmanlığında; dinciler, kürtçüler ve batı emperyalizmi ile aynı görüşleri paylaşmaları dikkatlerden kaçmıyor. ama bu amaçsız nefretleri ile sadece piyon olarak kullanıldıklarının farkında bile değiller.
atatürk ün komünizme karşı olması nedeniyle doğrudur. atatürk emperyalist sistem savunucusudur. üretici olan kısma ''kölü milletin efendisidir diyerek'' emperyalizm çarkının en küçük dişlisi olmadan tamamının dönmeyeceğini bir bakıma belli etmiştir. bu yüzden komünistlere ters gelmektedir. komünistleri ben de sevmem, atatürk de sevmiyormuş. o zaman ben atarük üm önermesi de meşruluk kazanmaya başlamıştır.
özellikle sosyalistlerin birçoğu kendisine atatürk'ü örnek alır. mutlak komünizmin eşitlik bozan parametrelerini düşünen, olayı daha insancıl irdeleyen sosyalistler, atatürk'ün üniter devlet yapısını ve devrimlerini kendilerine ilke bile edinirler. zira atatürk'ün 15 yıllık süreçte ekonomi politikalarını inceleyen herkes görür ki; atatürk'ün tekelleşmeden uzak, güçlü devlet çatısı altında herkesin hizmetten ve refahtan eşit derecede payelenmesine yönelik bir ekonomik anlayış vardır. uluslararası bazda onurlu, kendisini ezdirmeyen ve yoktan var eden bir anlayış vardır. bu açıdan bakılacak olursa atatürk'ün halkı hazırlayarak gittiği yolun sosyalizm olduğu gözlerden kaçmaz. zira fidel castro, che gibi kimselerin atatürk'ü örnek almaları da bundandır.
hatta bir detay olarak belirtmek gerekir ki, che öldürüldüğünde yanında bulunan kitaplardan birisi de nutuk'tur. yanından hiç ayırmadığı söylenir. rehberi olarak gördüğü söylenir.
bir başka detay daha verilecek olursa: fidel castro'nun habitat dolayısı ile ülkemize geldiğinde söyledikleridir. kendisini karşılayan kalabalık kitle vardır ve hepsinin üzerinde che, fidel t-shirtleri vardır. kolyeleri, kitapları ellerindedir. fidel castro şaşırmıştır. gençlere dönerek: "sizleri anlamıyorum, bizler atatürk'ü örnek alırken, sizlerin bize bu kadar ilgi göstermesini anlayamadım. atatürk'ünüze sahip çıkın" gibisinden birçok kelam etmiştir.
işin mutlak komünizmciler kısmına gelecek olursak, onların da atatürk'ü sevmemesi diye bir şey pek rastlanılan bir şey değildir. zira atatürk'ün o zamanki rusya ile yakın ilişkileri vardır. rusların korkularından ziyade rusların atatürk ile idesel anlamda çok yabancı olmamasının da bunda etkisi vardır.
atatürk'ün güçlü devletçi politikaları, kapitalist çerçevede bakılırsa mutlak komünistlerin yeğ seçeceği bir durumdur. atatürk serbestliğin milli dengeleri bozucu etkisini her zaman gözeten ve reddeden bir liderdir. hatta "cemiyet-i akvam'a girmeyi düşünür müsünüz" diyenlere bile, "tekliflerini sunarlar, işimize gelirse gireriz işimize gelmezse girmeyiz, milli menfaatlerimizden ödün vermeyiz" diyebilen bir liderdir. bu açıdan da bakılırsa mutlak komünist olan kimselerin kapitalist çerçeveyle sarılmışken sevmeme hakkını atatürk'ten yana kullanması saçmalıktır.
ayrıca mutlak eşitlik arayışına doğru veya yanlış olarak giren komünistlerin, insan ayrımı gözetmeksizin her insana eşit haklar sunduğu bir yönetim anlayışına ve liderine sevgisizlik hissetmesi de saçmadır. zira unutulmamalıdır ki atatürk'ün türkiye'si azınlıkları azınlık statüsünden çıkaran ilk ülkelerdendir. herkese eşit haklar sunan ilk ülkelerdendir.
bakıldığı zaman basit bir şekilde kendisini ulusu haricinde herhangi bir ideolojiye adamışların hiç birisi atatürk'ü sevmez. sağcısı, solcusu, millicisi, dincisi, komünisti.. sevmez; sevemez.
akıl ve mantık yolundan ayrılmış, ütopya peşinde koşanların; masallarda yaşayanların mustafa kemal paşa gibi bir adamı sevmesi beklenemez. onlar; hiç uğruna ölmüş beceriksizleri sever, ezikleri sever; ezilenleri sever. başarmışları sevmez. akıl ve mantık çerçevesinde olanları sevmezler.
toplum içinde (baskılardan korktukları için) her ne kadar seviyor gözükseler, seviyoruz deselerde kendi aralarında bir konuşma yaptıklarında tamamen aksi yönde fikir sahibi oluverirler. atatürk ün bursa nutkunda bahsettiği genç deniz gezmiştir diyip günah çıkarırlar. sevmezzler, ideolojilerine aykırı görürler. bu bilinen bir gerçektir, her ne kadar toplum içinde aksini savunsalar da.