Komünistler; komünist topluma insanı toplumsal açıdan evrimleştirerek ulaşmak ister. Proleterya diktatörlüğü müessesesi bu yüzden vardır. Ve bu evrimsel sürecin baskıcı yollarla ilerlemesini öngörür komünistler. halk demokrasisi denilen totoliter oligarşi bu yüzden vardır.
işin aslı Marks'ïn sosyalizme geçecek ülkeler konusunda yaptığı kehanetinin tutmaması gibi( ingiltere'de devrim bekleniyordu ancak Rusya'da oldu) bu insan eliyle, zorlayarak yapmayı düşündüğü sınıfsız toplum kehanetide insan fizyolojisi ve psikolojisine ters olduğu için tutmayacaktır. Bir distopya olarak kalacaktır.
Komünist toplum, gerek alt gerekse üst aşaması itibarıyla sınıfsız ve devletsiz bir toplumdur. Komünist toplumun alt aşaması olan sosyalizm, özel mülkiyetin ve sınıfların olmadığı, meta üretiminin ortadan kalktığı, devletin tamamen sönümlendiği, üretimin ve sosyal yaşamın tüm alanlarında özgür üreticilerin doğrudan karar verdikleri ve uyguladıkları bir dönem olacaktır. “Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre” biçiminde ifade edilebilecek bir bolluğa erişildiğinde ise komünist toplumun üst evresine ulaşılmış olacaktır.
halkın kendini yöneteni hiçbir zaman seçemediği, başlarına her daim diktatörlerin geldiği, halka sadece karnını doyuracak kadar yemeğin verildiği, düşünmeye kalkanın işkencelerle öldürüldüğü, tek tip, tek renk, tek elbise, tek şeklin benimsendiği bir toplumdur.
bunları komünizmi sevmeyen bir olarak değil yıllarını rusyada geçirmiş biri olarak söylüyorum. size söylenilenlerin hepsi yalan, ütopya yani olmayan bir kurgu.
Özel mülkiyetin, sömürünün, sınıfların, meta ilişkilerinin olmadığı, değer yasasının işlemediği yabancılaşmış emeğin ortadan kaldırıldığı bir toplumdur.