bir çok avantaja sahip olmaktır.
-üniversite ortamında bolcana karı kız yaparsınız.
-temizlik malzemelerine para harcamak zorunda kalmassınız.(pislik felsefesi)
-askerde zorluk çekmezsiniz çünkü askerden önce bol bol sopa yediğiniz için bünye bir vakitten sonra alışmıştır.
-berbere para vermezsiniz. kıçı kırık bi toka hatta paket lastiğiyle toplarsınız saçlarınızı.
- üniversite ortamlarına bolcana karı kız yapmazsınız.
- temizlik malzemelerine herkes kadar para harcarsınız. hatta saç kremi bile kullanabilirsiniz(yuh artık).
- askerde çok zorlanırsınız. hayatı boyunca mantığıyla hareket etmiş, sorgulamadan adımını atmamış bir insan olarak, makine mantığıyla hareket etmek size çok koyar.
- berbere para vermezsiniz.
...
tüm bunların dışında soros'tan, kgb'den, cia'dan para alır, sikiniz taşağınıza denk yaşarsınız. arada bir, sırf gösteriş olsun diye, kolunuzun bacağınızın kırılabileceği eylemlere gidersiniz. pis bir savaşta ölmeyi şehadet olarak gören toplum, sizin dayak yeme ihtiamline karşı eyleme gitmenizi enayilik olarak görür*. devletçe icazet verilmemiş herhangi bir şeyi yapamayan insanlar, sizin, düşünceleriniz uğruna dayak yemenizle eğlenir ondan sonra da saygı beklerler. olur böyle şeyler.
Türk insanı, hiçbir döneminde, zulm etmedigi ve zulm görene sırtını dönmedigi için, dogasına aykırı bir olaydır. bi nevi, kandırılmış, gençlerin adil olma duyguları ile oynayıp, milletinden koparmak için kurulmuş, bir yahudi oyunudur. kendisi, "dünya sizin oyun alanınız" denilen ve mensuplarının sürekli başkaları için bir bozgunculuk tezgahladıgı, bir dine mensup, yahudi olan bir adamın, "diger zavallılar" için kurdugu, dinsiz dünya hayalidir.
komunist olmak bir bakıma üstüne yakışanı giymektir.
afganistan ı komunist rusya işgal ederken ses çıkartmamak, lakin faşist abd işgal ederken dertlenmek tasalanmaktır...
aynı kültürü paylaştığımız çeçen mücahid şeyh şamil i rusyaya karşı başkaldırdı diye sevmemek, lakin abd ye başkaldıran che yi baş tacı yapmaktır. halbuki ikisi de gerilladır.
komunizm karşıtı yorumları faşizan bir şekilde reddetmek, komunizm içinde olan farklı görüşlere saygı politikasını görmezden gelmektir..
fabrikanın sahibinin o fabrikada çalışan herkesin olması demektir. böylece kazançları daha fazla artacak olan işçinin. işe sarılması da daha başka olacaktır...
sadece sermayeye sahip oldugundan yan gelip yatacak olan bir sahip olmaması anlamına gelir...
her şeyden önce hayata farklı bakmaktır.
kanlı devrim konusunda gelince, hiç bir devrim kansız olmaz, zaten devrim kanlı olmuşsa alaşağı edlen sitemin sahibide pek masum değilmiş anlamını taşır. yani topyekün bir silahlanma içerisinde olduğunu gösterir. her devrim kanlı olur diye bir şey yoktur. karl marx'ın bununla ilgili bir tanımı vardı, bazen demokrasisi gelişmiş ülkelerde devrim reformlar şeklinde gelişebilir(?). ama sanırım lenin bu tezi çürütmüştü.
netice itibariyle her devrim gibi mayasında şiddet vardır, olmazsa olmazdır zaten. ama önemli olan bu kanlı devrimler sonrası yapılanacak sistemin insanlara getirdikleridir. 2 paylaşım savaşı sonucu ortaya çıkan ülkelerde savaş pek tartışılmamıştır. var olduktan sonra kendi içerisinde ve dünya genelinde uyguladıkları politikalar ile değerlendirilmişlerdir.
kendinden olmayanı alaşağı edip yok ederek, kanlı olmasını da 'normal' kabul ederek herkese özgürlük, barış ve insanlık vaad etmektir. şu an dünya üzerinde reformla devrim yapılacak demokrasi kültürüne sahip ülke yoktur ve geçmişte de olmamıştır. sözün özü, komunist olmak kendi içinde çelişkilerle dolu bir ideolojiye sahip olmaktır. genelde hayatta tutunamamış, aradığını bulamamış yahut insan ve çevre ilişkilerinde başarısız insanların sığındığı bir rüyanın gerçek olmasını ummak ve bu inanç doğrultusunda boşa emek ve enerji harcamaktır.
edit: devrim önce sözlükten başlayacak! durmayın yoldaşlar eksileyin bu quirinus denen haini! **
sadece komünizm ve sosyalizle ilgili kitapları okuyup at gözlükleriyle tek ideolojinin tüm terimlerini bilip kullanarak kültür patlaması yaşadığını zannetmek ancak entellektüel bir mastürbasyondan ibarettir.
birliği, kardeşliği savunan ve sayıları hayli az olan bu ideolojideki insanlar daha kendi aralarında bile mutabakata varamamışken, her yer mantar gibi türeyen komünist ve sosyalist partiler topluluklarla doluyken ve bunlar daha kendi aralarında bile çekişirken, kendilerinin de hayal olduğunu bildiği kapsamlı bir devrim hedeflerler. ve yapılan eleştirileri cevaplayıp çürütmek yerine kapitalizmi yererek haklı çıktıklarını zannederler. öyle güçlü sosyal ilişkileri(!) vardır ki ülke çapında yaygın bir yapılanma, güçlü bir ideolojik kanat oluşturmaktan acizdirler. zira hala seslerini hiçbir legal alanda duyurabilmiş değillerdir. senede bir gün hariç elbette,benim de doğum günüm olan 1 mayıs.
şimdi iddialara bir göz atalım;
--spoiler--
burjuvazi, komünist ideoloji ortaya çıktığından beri çeşitli karalamalarla onu gözden düşürmeye çalıştı. bunun için birçok saçma argüman geliştirdi ve bunların hepsi en başta marksist öğretinin ustaları tarafından tek tek çürütüldü. burjuvazi, komünist bir devrim korkusuyla hala tir tir titrediği içindir ki ona hayasızca saldırma gereği duyuyor, gerici düşüncelerini empoze etmeye çalıştığı başta gençlik olmak üzere toplumun tüm katmanlarına onu bir öcü olarak göstermeye çalışıyor. ancak bütün bunların hepsi faydasızdır. insanlık ortaya çıkan nesnel zorunluluklardan ötürü ya komünizme doğru ilerleyen adımları atacak ya da kapitalizm doğayı ve insanlığı hızla mahvederken kapitalizmle ile beraber çürüyerek yok olacaktır. insanlığın bundan başka bir üçüncü alternatifi bulunmamaktadır.
--spoiler--
marksist ustaların çürüttüğü, devrimden tir tir titreyerek korkan burjuvazi ve kapitalizim bugün dünyanın hemen hemen her bölgesine hakimdir ve gittikçe yayılmaktadır. dünyada bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki ülke hala komünizm etkisi altındadır ve hızla başkalaşım geçirerek dirençleri kırılmaktadır. komünizmden başka alternatifi olmayan bu insanlık hızla komünizmi tarihin derinliklerine gömmeye başlamıştır zira elli yıl öncesine kadar milyonların desteklediği komünizm ve sosyalizm bugün gittikçe zayıflamakta ve yeryüzünden silinme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
insanoğlunun değiştiremeyeceği kanunlar vardır. aynı yerçekimi kanunu gibi 'güçlü olanın her zaman hayatta kaldığı' gerçeği ve kanunu değiştirilemez. bu doğanın dikte ettiği genlerimize işlemiş bir zorunluluktur. bu yüzden insan adındaki dünyada bulunan en vahşi varlığın kendine hakim olma süresi milyonlarca yıl içinden 20. yüzyıldır ve bu süre sona ermiştir. bu yüzden hayallere harcanacak zaman ve emek komünizm ve onun takipçilerinin hayat sahnesinden silinmelerini hızlandıracaktır o kadar.
her ideolojinin okunması, öğrenilmesi, hayata gerçekçi pencereden bakılması ve ayar vermek adına şık terimlerle süslü zavallıca yakarışlardan uzak durulması dileğiyle...