islam dini varken neden komünist olunur ki? zira islam dini komünizim felsefesini eksiksiz ve daha tatmin edici olarak bünyesinde barındıran bir dindir. bu sebepledir ki aklıma hep şu soru gelmiştir; bir şeyin aslı varken neden taklitine ihtiyaç duyulur ki?
Onlarca devlette denenmiş fakat başarılı olmamış bi ideolojiyi, ya tutarsa diye veya biz onlardan farklıyız marstan geldik edasıyla savunan zihniyet geliyor aklıma. Bütün kominal rejimlerde baskı ve dayatma mecburi iken bizim komiler özgürlükçüdür oysa. Küba ve kısmen komünist olan venezuella hariç bütün kominal rejimler insan hakları ihlalleri, işkenceler ve katliamlarla tanınırken, bizim komiler insancıldır oysa. Hem hakların eşitliğini savunurlar, hem daha çok çalışan veya daha zeki insanla tembel yada moron bir insanın aynı parayı almasını savunurlar.
komunist diyince akla gelenler -anlasilamamis bir basliktir. ben anlamadim bu basligi. her ortamdan komunist sempatizani vardir, her birini de bu konuya kanalize eden sartlar degisiktir. amerikan komunistiyle, rus komunisti ayni degildir. cin komunistiyle türk komunisti ayni degildir.
bu baslik gene genelleme manasiyla acilmis bir basliktir. türk komunisti nin durusu, anti islamisttir, bu da genellikle cahillik ve bilgisizlik sonucu kazanilmis bir durustur. buna karsin marx islam diniyle ilgili bilgisi olmayan bir adamdi. yazdiklari "genel olarak dine karsi" bir sekilde algilanmalidir.
ben müslüman bir insan olarak onun yazdiklarini okudum ve bircoguna da katildigimi belirtmeliyim. ama hepsine katilmiyorum -da bu baska bir basligin konusu tabii-
sonuc olarak "komunist deyince akla gelenler" seklinde acilmis bir baslik biraz garip bir basliktir. eminim bütün komunistler ayni kefeye konulamazlar. kaldi ki kendi aralarinda da celiskide olduklari bircok nokta mevcuttur. komunistler de müslümanlar ya da hristiyanlar gibi "tep tip" degildirler. bu basligin altina yazilacak hersey gözönüne belirli bir tip komunist alinarak yazilmistir. ancak bu izlenim, o gözönüne alinan komunisti baglar, bütün komunistleri baglamaz.
bireyselcilik yerine toplumsalcılığı baz alan kişidir efendm komünist ilk bakışta.yani bak herkesin anlayacağı dilde yazıyorum ki sonra bide komünist demek bi kaç akademiksel söz kullanıp milletin başını bulandıran sürüdür demesinler diye.emek,özgürlük,adalet gibi kavramların içi boşaltlmak istense de inatla karşıda durandır komünist.erdem duygusunada dogmatik şeylerden değil bizzat pratikte sınayarak öğrendikleri için,bir dine inanan kişiden çok daha erdemlidir ve bu erdemine bağlıdır.
"avrupa'da bir hayalet dolaşıyor; komünizm hayaleti. eski avrupa'nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek üzere kutsal bir ittifak içine girdiler: papa ile çar, metternich ile guizot, fransız radikalleri ile alman polis ajanları."
bu hayaletin hala yerkürede dolaştığı belli oluyor.
"şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.
özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, bey ile serf, lonca ustası ile kalfa, tek sözcükle, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı-karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman üstü örtülü, kimi zaman açık bir savaş, her keresinde ya toplumun tümüyle devrimci bir yeniden kuruluşuyla, ya da çatışan sınıfların birlikte mahvolmalarıyla sonuçlanan bir savaş sürdürmüşlerdir."
bu savaş hala açık açık veya üstü örtülü bir şekilde devam ediyor. yazar kendinde sataşmış ama mutlak suretle kendi sınıfına ihanet eden bir tenekedir.
***
"ortaçağın serflerinden, ortaya, ilk kentlerin ayrıcalıklı kentlileri çıktı. bu kentlilerden de burjuvazinin ilk öğeleri gelişti.
amerika'nın keşfi, ümit burnu'nun dolaşılması, ortaya çıkmakta olan burjuvazi için yeni alanlar açtı. doğu hindistan ve çin pazarları, amerika'nın sömürgeleştirilmesi, sömürgelerle ticaret, değişim araçlarındaki ve genel olarak metalardaki artış, ticarete, gemiciliğe, sanayie o güne dek görülmemiş bir atılım, ve böylelikle, çöküş halindeki feodal toplumunun devrimci öğesine de hızlı bir gelişim getirdi."
yeryüzünde kapitalizmin tüketmediği hiç bir şey kalmadı. sıra insanda işte böyle bilinçsiz kişilerin sırtında bir kene gibi büyüyor.
***
"burjuvazi, üstünlüğü ele geçirdiği her yerde, bütün feodal, ataerkil, romantik ilişkilere son verdi. insanı "doğal efendiler"ine bağlayan çok çeşitli feodal bağları acımasızca kopardı, ve insan ile insan arasında,çıplak öz-çıkardan, katı "nakit ödeme"den başka hiç bir bağ bırakmadı. dinsel tutkuların, şövalyece coşkunun,darkafalı duygusallığın en ilâhi vecde gelmelerini, bencil hesapların buzlu sularında boğdu. kişisel değeri, değişim-değerine indirgedi, ve sayısız yokedilemez ayrıcalıklı özgürlüklerin yerine, o tek insafsız özgürlüğü, ticaret özgürlüğünü koydu. tek sözcükle, dinsel ve siyasal yanılsamalarla perdelenmiş sömürünün yerine, açık, utanmaz, dolaysız, kaba sömürüyü koydu.
burjuvazi, şimdiye dek saygı duyulan ve saygılı bir korkuyla bakılan bütün mesleklerin halelerini söküp attı. doktoru, avukatı, rahibi, şairi, bilim adamını kendi ücretli emekçisi durumuna getirdi.
burjuvazi, aile ilişkisindeki duygusal peçeyi yırtıp attı ve bunu salt bir para ilişkisine indirgedi."
yazar saça sakala takılmış. kendisini yukarıdaki paragrafta sorgulayabilir.
***
"aile ve eğitim konusundaki, ana-baba ile çocuk arasındaki kutsal ilişki konusundaki burjuva safsataları, proleterler arasındaki tüm aile bağları modern sanayiin etkisiyle parçalandıkça, ve bunların çocukları basit ticaret nesneleri ve iş araçları haline geldikçe daha da iğrençleşiyor.
ama siz komünistler, kadınların ortaklığını getirmek istiyorsunuz, diye bağırıyor tüm burjuvazi bir ağızdan.
burjuva, karısını, salt bir üretim aracı olarak görüyor. üretim araçlarının ortaklaşa kullanılacağını duyuyor ve, doğal olarak, ortaklaşa olma yazgısından kadınların da aynı şekilde paylarına düşeni alacaklarından başka bir sonuça varamıyor.
hedeflenen gerçek noktanın, kadınların salt üretim araçları olma durumuna son vermek olduğunu aklına bile getirmiyor.
kaldı ki, burjuvalarımızın sözümona komünistler tarafından açıkça ve resmen yerleştirilecek olan kadınların ortaklaşalığı karşısında gösterdikleri erdemli öfkeden daha gülünç hiç bir şey olamaz. komünistlerin kadınların ortaklaşalığını getirmelerine gerek yoktur; bu, çok eski zamanlardan beri zaten var.
burjuvalarımız, kendi proleterlerinin karılarını ve kızlarını ellerinin altında bulundurmakla yetinmiyorlar ve resmi fuhşu bir yana bırakırsak, birbirlerinin karılarını baştan çıkarmaktan büyük zevk duyuyorlar.
burjuva evliliği, gerçekte, evli kadınlarda ortaklık sistemidir, ve dolayısıyla komünistler, olsa olsa, kadınların ikiyüzlüce gizlenmiş ortaklaşalığı yerine açıkça yasalaştırılmış olanını getirmeyi istemekle suçlanabilirler. zaten, apaçıktır ki, bugünkü üretim biçiminin kalkmasıyla birlikte, bu sistemden çıkan kadınların ortaklaşalığı da, yani resmi ve özel fuhuş da kalkacaktır."
yazar bir yerde kadından bahsetmiş. kendisini manifestoyla başbaşa bırakıp az biraz bilgi sahibi olup ondan sonra fikir beyan etmesini öneriyoruz.
normalde komünist deyince akla çok okumuş, ağır başlı, bilgili, iyi ve etkili konuşan, söyledikleriyle insanı şaşırtan birisi gelmeli. ancak bizim ülkemizdeki komünist tipi saldırgan, alabildiğine hakarete meyilli, gergin bir insan modeli. hatta anarşisttir.