Bülent Arınç zamanında Türk Silahlı Kuvvetleri nin lağvedilip yeni bir ordu kurulması gerektiğini bizlerle paylaşmıştı. Görünen o ki bu fikir Bülent Arınç alışılagelmiş uçuk çıkışlarından biri değilmiş. Görünen o ki bu uygulanması düşünülen bir planın belki de bizleri alıştırmak için önceden açıklanması imiş. Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinin hiç bir döneminde Genelkurmay Başkanı ve Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanları aynı anda istifasını vermemişti. Bu olayı da çok olumlu karşılayamayacağım. Öncelikle Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, sonrasında ise Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit ve Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu neden ve hangi koşullar altında istifa ettikleri millete izah etmek durumundadırlar. Haklarında iddia edilen suçlamalarda doğruluk payı varsa da bunu yapmalılar, üstlerine üstlerine gelen adaletsiz ve haksız adli baskılardan bunaldılarsa da bunu yapmalılar. Ama eğer bu bunalma ve artık mücadele etmekten yılma gibi nedenlerden bunu yaptılarsa üzülürüm. Çünkü bu millet her koşulda onlardan hizmet bekledi. Suçsuz yere hapislere atılsalar bile bunu görevlerinden ayrılmadan yapmak zorundaydılar. Hükümeti de tebrik etmek gerek. Hedeflerini 2023 olarak koymuşlardı ama sanırım Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu kadar çabuk çözüleceğini kendileri de beklemiyorlardı. Fakat şu da var ki yeni kuvvet komutanları ve Genelkurmay Başkanı kim olacak? O kadar çok üst rütbeli subay o kadar kısa bir süre içinde içeri alındı ya da emekliliğe zorlandı ki şu anda bu görevlere getirilecek yeterli tecrübede general bulmak hemen hemen imkansız hale geldi denilebilir. Üstelik bu haleflerin seleflerin onurunu koruma uğruna görevi kabul etmeyeceklerini ve onların da istifalarını sunacaklarını düşündükçe daha da huzursuz oluyorum. işte tam bu durumda Türk Silahlı Kuvvetleri nin lağvedilmesi tekrar gündeme getirilebilir. Ardından da tüm kurallar değişir. iktidarın bu kadar hızlı gelişmelere karşı hazırlı olduğunu da pek sanmıyorum.
Üstelik güneydoğudaki savaşın da bu istifalardan etkilenmesi son derece olağan. Tecrübesiz yetkililerin panik içinde ve alelacele aldıkları kararlar sonrasında olaylar tamamen çözümsüz bir hale de gelebilir. Bunlar en kötü senaryolar...
Olayın bir de diğer yönü var ki o da adı geçen tüm komutanların söz konusu darbe iddialarından dolayı suçlu olmaları. Bu durumda da bu kadar çok üst rütbeli askerin nasıl bu kadar kolay deşifre olabildiklerini anlayamıyorum. Üstelik bu iddialar doğruysa nasıl bu kadar komutan bir araya gelip de şu darbeyi gerçekleştiremediler. Bu durumda da çok basiretsiz bir Türk Silahlı Kuvvetleri'nden söz etmek mümkün. Her ne kadar yönetimdeki iktidar kendilerine uygulanan demokrasiyi aynı durumlarda karşı tarafa uygulamayacağını defalarca ispat etmiş olsa da söz konusu darbe iddiaları doğruyda bu durumda suçlu olan askeri yetkililerin de gerekli cezayı almasını istiyorum. Biliyorum ki şu andaki uygulamalardan bazıları en son ve en kötü darbe olarak görülen 12 eylül sonrasında bile bu millete reva görülmedi. Ama bunun vebalini çekecek olan da ben değilim... Onu da kendilerine geldiklerinde herşey için çok geç kalınmış olduğunu gören % 51 düşünsün artık.
komutanların istifaları, daha doğrusu emekliliklerini istemeleri şimdilik bir akepe zaferidir.
ama bakın şimdilik diyorum...
neden mi?
--spoiler--
1 Haziran 1977'de Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun, Başbakan Süleyman Demirel'in girişimiyle re'sen emekliye sevkedildi.
Kara Kuvvetleri'ne atanacak isim konusunda Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı arasında görüş ayrılığı doğdu. 3.Ordu Komutanı Orgeneral Ali Fethi Esener ve 2.Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Olcay 29 Ağustos'ta istifa ettiler. En kıdemli olduğu için 30 Ağustos'ta Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kenan EvrenKara Kuvvetleri Komutanı oldu.
--spoiler--
bilmem tarihten ders çıkartabilir misiniz?
yoksa;
--spoiler--
işini bilmez kasap döner kıçına girer masat...
--spoiler--
türk silahlı kuvvetleri' nin yüzlerce yıllık bir geçmişi vardır, çok kurumsal bir yapıdır, unutulmamalıdır ki her türk asker doğar, yanlışa kim bulaşmışsa cezasını çekmelidir, suçlular az çok vardır ve mutlaka her kurumdan tasfiye edilmelidir, istifa edenlerin veya edeceklerin arslanlar gibi yerini dolduracak onbinlerce askerimiz vardır, 1960 ihtilaline bakıldığında suçlular tasfiye edilmemiş menderes esnek ve iyi niyetli davranmış sonuçta darbe kapısını çalmış, unutulmamalıdır ki rüşvetin belgesi olmadığı gibi, darbenin de belgesi olmaz sadece izleri, işaretleri olur ve akıl sonucun nereye gideceğini görür, ülkemizi yöneten başta başbakanlar olmak üzere görevlerini duygusallıktan uzak, cesaret ve akil adımlarla türkiye' nin önünü açmak, daha demokratik, daha çağdaş, daha iyi dünyanın gidişatını takip edip yakalayan bir devlet oluşturmaktır, ahmet gider güle güle mehmet gelir; mehmet gider hasan gelir, evelallah hiç bir şey geride eksik ve noksan kalmaz, geleceğin büyük türkiye' si bizi bekliyor hadi hayırlı olsun.
Gayet iyi olmuştur çünkü bu komutanlar süreci iyi yönetemediler 1 haftada 20 şehit verdik ne bir açıklama yaptılar nede bir operasyon bir kere bu admlar cesur değildi. Yaşar büyükanıt zamanında adam suikast düzenleneceğini bilebile sınır ötesi operasyon yaptı 200'den fazla terorist öldürüldü. Bu adamlarda ne vatan sevdası var nede asker sevdası, teroristlerin nereye kaçtığı belli eğer askerlerini sevselerdi ölümü göze alıp sınır ötesi operasyon yaparlardı.
--spoiler--
kendilerine emanet edilen çocuklar ölürken istifa etmeyenler, darbeci generaller terfi edemiyor diye rahatsızsa orduyu terkedip gitmelerinde fayda var
--spoiler--