Bütün savaşlar acıdır, yıkıcıdır. Bütün savaşlar onulmaz izler bırakır ama resmi tarih kitapları acıya fazlaca prim vermez. Basit bir bilânço hesabıyla yaklaşılır: kayıp ve yaralı sayısı, taarruzların sonuçları, askeri başarılar/başarısızlıklar ölçülüp biçilir ve kâr/zarar hanesine yazılır.
Cephedekiler için, cephe gerisindekiler için, yüreğinin bir parçası savaşanlarla birlikte atanlar için ayrıca bir kalem yoktur. Onlar topyekûn ya vatanını savunanlar, ya vatanı işgal etmeye kalkışan düşmanlar ya da savaşanların yakınları olarak anılırlar, o kadar. Küçük hayatların savaşta yaşadıkları büyük acılara tarih kitaplarında yer yoktur. Kendi kişisel tarihlerini kendi kendilerine yaşarlar; acılarını içlerine gömerler. Aynen Çanakkale Savaşında olduğu gibi;
Gülnihal, annesinin ölümünün ardından babası tarafından, tıp eğitimi alması için daha çocuk sayılabilecek bir yaşta ingiltereye gönderilir. On bir senenin sonunda babasının ölüm haberini alınca, evine, Geliboluya dönmeye karar verir. Uzun gemi yolculuğunda ingiliz bir teğmenle tanışıp arkadaşlık kurar. Sonunda evine döner. Artık hayatında yalnızca ağabeyi Binbaşı Tevfik vardır, bir de Fatma Hatun Konağındaki dostları. Ancak bundan böyle Geliboluda her şey farklı olacaktır. Savaş kapıdadır. ingilizler ve Avustralya ile Yeni Zelanda birliklerinden oluşan Anzaklar, Çanakkale Boğazını geçerek istanbulu ele geçirip son Haçlı Seferini tamamlamak niyetindedirler.
işte iskenderiyeden Limniye, oradan da Geliboluya uzanan bu yolculukla birlikte Gülnihalin, ağabeyi Tevfik Çelebinin, Teğmen Murray'in ve Peter Gordonun yazgıları ister istemez kesişir ve onları savaşın karanlığına doğru sürükler. 1915 yılı, Gelibolu Yarımadasında şafağın sökmeyeceği bir gece olarak yaşanır.
Çanakkale savaşını ilk kitapta başka bir boyuttan* irdelemiştir. konusu ilgi cekici ve okudukca heyecanlandırıcı olsa da yazarın kitabın bazı bölümlerinde anlatım dili edebi bir katliammış gibi geliyor okuyucu bünyelere. gene de başarılı olduğu söylenilebilecek bir kitap.
2. kitabın ise blog sayfasında belirttiğine göre nisan ayının ilk haftasında raflarda yerini almasını ve kaldığımız yerden hikayenin devamını okumayı bekliyoruz.