yeryüzünde komünizmi uygulayabilen bir devlet olmadığından dolayı, sadece teorik değerlendirmesi yapılabilecek ve somut örneklerle desteklenemeyecek karşılaştırmadır.
komünizm, totaliter bir rejimdir, ve her totaliter rejimde olduğu gibi, aslolan mevcut rejimin, sistemin devamlılığının ne pahasına olursa olsun sağlanmasıdır. bu nedenden dolayı, komünizm, bireylerin özgürlüğünün toplumun ve rejimin iyiliği için kısıtlandığı bir rejimdir. bunun yanında, komünist rejimlerde devlet diye bir kavramın ve toplum içerisinde sınıflı bir yapının olmaması nedeniyle bireyler tamamen eşittirler. her birey, eşit haklardan, eşit şekilde yararlanır. bu yapı, özel mülkiyet hakkının ortadan kaldırılması ile de desteklenmiştir. bu iki uygulama, sistemin yarar ve zararlarına birer örnek teşkil edebilir.
burada kalkıp uzun uzun komünist sistemin öngördüğü toplum yapısından bahsetmeye gerek yoktur. bunun için (bkz: komünizm). ancak, cevaplanması istenen, komünist sistemin yararları mı daha çoktur zararları mı diye bir soru ise, o halde bakmamız gereken tek şey, dünyanın bugün geldiği noktadır. düşünün ki; dünya, daha komünist bir rejimin varlığına sahne olmamıştır. komünist bir devlet tecrübesi yaşamamıştır. ve bugün, tamamen eşitsizliğin, adaletsizliğin ve kıyımın hüküm sürdüğü bir düzen mevcuttur. eğer böyle bir tecrübe yaşansaydı nasıl bir yer olurdu dünya, bunu da varın siz düşünün. sadece düşünün.
komünizm'in yarar ve zararları için sovyetler birliğine bakıp "şusu iyidir, şusu kötüdür" demek bilgisizliktir. bu kapitalizm için isviçreye bakıp iyidir, amerikaya bakıp kötüdür, türkiyeye bakıp rezildir demeye benzer, fakat hepimiz kapitalizmin kötü bir sömürü sistemi olduğunu biliriz. uygulama yanlışları ve farklılıkları sistemin kendisini oluşturmaz, bunlar ancak insan hatalarını gösterir.
komünizm'in yarar ve zararları nelerdir? yayarlarını saymaya bile gerek yok, inkar eden herkesin dahi bildiği gibi bizleri insan gibi yaşatabilecek, başkalarının açlıktan öldüğü bir dünyada bunu kaldırabilecek, işçi sınıfına hakettiği iktidarı verebilecek, sadece kendimiz için yaşamamızı engelleyebilecek tek sistem budur.
peki ya zararları? elbette vadır, hemde ekonomisi oturmadan önce pek çoktur; mesela daha küçük bir evde kalmak gerekebilir ama kapının önünde donarak ölen fakirler olmadan. şu ankilerden daha kötü arabalarla yolculuk etmek gerekebilir ama götürecek arabayı geçelim, gidecek bir hastane bulamayan insanlara rastlamadan. belki sofraya oturulduğunda zengin menüler, birinci sınıf yemekler bulunamayabilir ama televizyondada karnını doyurmak için çöpleri karıştıran insanları seyretmeden. işte bu şekilde komünizm bazı lüksleri alır insanın elinden, insanlık yeterli düzeye gelene kadar da geri vermez, bu en kötü yanıdır.
acımasızdır komünizm. öyle derler, diyenlerse tanımadığı insanların ölümünden, sorunundan hiç etkilenmezler. bir bağ kurulmasın isterler acı çekenlerle aralarında, uzak kalsınlar onlardan, çünkü birtek ozaman sırt dönmek kolay olur garibana. ozaman tüm yanlışlar komunizm'in olur, ancak ozaman komünizm toplumun korkulu rüyası olur. başka türlüde birşey diyemezler komünizme.
sular idaresine*** giderken aklıma gelmişti.
su ve elektrik faturası olmayacak.
fatura olsa bile faturayı ödemek için para olmayacak. kredi kartı demeye kalkmasın kimse, banka da olmayacak.
maalesef ki dünyanın hiç bir yerinde yaşanmamış bir devlet sistemidir. bundan kaynaklıdır ki getiri veya götürülerini teoriye dayanarak konuşabiliriz ancak bu durumda da bu teorinin ülkelerin kendi koşullarına göre (tüm dünya komünizminin olmaması şartıyla) etnik olarak şekillenmesi söz konusudur.bundan kaynaklı komünist devlet sisteminin kurulması durumunda bu devleti kuran yöneten kişilerin ne herkesi o kadar özgür bırakacağı ne de baskı altında tutacağı düşünülmemelidir. komünizm ekonomik koşulları bakımında özel mülkiyete karşıdır sağlayacağı yarar (ya da zarar) budur ve bu kesindir. elektirk, su doğalgaz eğitim sağlık ulaşım ücretsizdir bu da kesindir. ancak toplamın sosyal koşullarına göre gayri ekonomik düzenlemeler (tek başına sosyal olmayan yani sosyo ekonomik diye anılan) temel kriterleri sarsmadığı sürece, kişiler başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece özgürdür.
çok geniş bir başlık konusu olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. fayda-zarar olayına girersek, yararı malum: herkesin eşit olduğu sınıfsız toplum. harikulade bir düşç tarihin varoluşundan beri dünyayı üzen eşitsizlik kavramına çözüm olma iddiasında. oysa kanımca zararları da yabana atılır gibi değildir. öncelikle rekabete ters olduğu için kalitesiz bir hayata sebep olacaktır. bunun lamı cimi yoktur. hayatlarımız eşit olacaktır ancak kalitesiz olacaktır. bir diğer nokta komünalizm olarak da bilinen cemaatçiliğe benzer anlayıştadır. bireycilikle taban tabana zıttır. emin olun bir komünde yaşamayı kimse istemez. dört arkadaş kalırken bile ne çileler çekiyor insanlar. işte hayatın özelliğine müdehalesi ve bireyciliği yoketmesi yüzünden de zararlı olduğu kanaatindeyim. ama hedefin(eşit bir dünya) çok önemli ve büyük olduğunun da bilincindeyim.
sınırlamaların nasıl belirlenecegi kime gore olacagi belli olmadagi icin zararlidir.alkolik bir komunist neye gore sınır koyabilir. zorlamalar kime gore yapılır? baskalarinin istegine gore insanlar mutlu olabilir mi? kendi mutlulugu icin insanlara zorlama yapmanın fasizmle farklı kalan hangi yanı olabilir.
komünizmde, toplumdaki hiyerarşi, en alt düzeye indirgenmeye çalışılır. insan, emeği kadar kazanabilir. örneğin; zengin bir aileden gelip, çalışmadan yaşamınızı idame ettirmek gibi bir sansınız olmadığı gibi, fakir bir ailenin çocuğu olup, borçla doğmak gibi bir dezavantajınız da olmaz. insan hakları sözlüşmesinde de belirtilen "her insan eşit doğar." ibaresi gerçekleştirilir.
fakat kötü yanına gelince;
toplumdaki sınıflaşmaları önlemek için, devlet kendi emeğinizi de biriktirmenizi engeller. dolayısı ile, kendi emeğinizi biriktiremezsiniz. ayrıca; paranın, illegal biçimde el değiştirmemesi için önlem almak zordur.