oyuncuları tek tek çok iyi performans sergilemişlerdir. sonundaki absürt polis baskını sahnesi hariç çok başarılı bir türk filmidir. türkiye'deki baba-kız, baba-oğul ve dede-torun ilişkilerini çok iyi yansıtmıştır. çocuk sevgisinin insana neler yaptırabilceğinin en büyük örneğidir. tiyatro severlerin de içini cız ettirme kapasitesine sahiptir..
hem çok güldüren hem de ağlatan bir türk filmidir. çok başarılıdır çok. bunun dışında pamuk prenses ölürken çalan şarkı da dinlenesidir.( nil karaibrahimgil - masal ).dinleyin dinlettirin.
piyasadaki birçok filmden daha güzel bulduğum ama nedense insanlardan o tepkiyi göremediğim türk filmidir..kadir inanır*çok başarılı oynamıştır ayrıca..
--spoiler--
yok ki lan hiçbiriniz, yoksunuz, ne bu binalar, ne bu şehir, ne bu trafik... nedir ulan bu, yanılsama değil mi lan! gerçekliğin komik bir alegorisi aslında. aslında hiçbiriniz yoksunuz. what is matrix ulan!
--spoiler--
baba anneme söyle öldüm, daha parlayabilirdim söndüm. ben masalımı da gördüm.
filmi ilk izlediğimde çocuk sayılırdım, sadece sonunda duygulandım. hiç ağlamadım.
filmi 2. izlediğimde gece 2-3 civarı, kanal d, evde tekim. cemil komserin yaşadıklarının benzerini yaşıyordum, babası değil oğluydum sadece. çok ağladım. içimde biriktirdiklerim, allaha isyan olmasın diye kusamadıklarımı, sanki yaşadıklarıma değil de filme imiş gibi dışarı akıttım. ağladım küfrettim kızdım.
daha sonra 2 defa daha bilgisayardan açtım izledim güzel günlerde, bu sefer filmin her duygusal sahnesinde filme değil o geceyi hatırlayıp o geceye ağladım.
hikayesi olan bir film.
niye beğenmiyorsunuz anlamış değilim. hayattan kopan insanların, yok olmaya gidenlerin bir hayat kadınının, bir tinercinin, 7-8 sokak çocuğunun, 1 mafyanın, kendisini yakmaya çalışan bir memurun, evladını kaybedecek olan hayattan hiçbir beklentisi kalmamış olan bir komiserin, yüzü ve kalbi yaralı bir uyuşturucu satıcısının,
küçük hasta bir kızın son dileği için çırpınışlarını anlatıyor film.
bir başkası için çırpınırken kendi hayatlarının hesabını da soruyorlar seyirciye.
o dönemi göz önünde bulundurursak, bence çok güzel bir film.
filmin iki güzel şarkısı
mfö-bir sonsuz yağmur yağsa
"çok büyüksün artist tatü diye tapınacaksınız lan bana. imza almak için önümde kuyruğa gireceksiniz. posterlerim duvarlarınızı, bakışlarım hayallerinizi süsleyecek! çok seveceksiniz ulan beni, çok seveceksiniz! yok ki lan hiçbiriniz, yoksunuz, ne bu binalar, ne bu şehir, ne bu trafik.. nedir ulan bu, yanılsama değil mi lan! gerçekliğin komik bir alegorisi aslında.. aslında hiçbiriniz yoksunuz.. vat iz matriks ulan!"
sinan çetin yerine başkası çekseydi en iyi türk filmi bile olabilirdi ama her zamanki gibi estetikten , filmin ilerleyişine hizmet etmekten uzak sistem eleştirileri ve mesaj vermek kaygısı ile farklı ve klasik olmaya aday bir film olmaya çalışıp olamamış bir sinan çetin denemesi olarak kalıyor. ayrıca fikir güzel olsa da senaryo yeterince iyi değildir.