konuyu ve yazcaklarını aklında tasarladıktan sonra bir türlü olaya nasıl gireceğini bilememe halidir..zaten en sonunda insanlar diyerek cümleye başlamak zorunda kalırsın
kendi tarzımı geliştirerek aşabildiğim zorluktur
konu ne olursa olsun ben hep aynı klişeleşmiş tarzda başlarım
diyelim ki konu çevreyi korumanın önemi falan olsun:
"çevre..etrafınıza bi bakın..ağaçlar kuşlar bidi bidi..ama biz bunların değerini bilemiyoruz, onlara zarar veriyoruz, halbuki çevreyi korumak ne kdr önemli.."
bakın işte artık konuyu geliştirmek kaldı bi tek..
pekiştirmek için başka bi konu seçelim..mesela..zaman ve insan olsun:
"zaman..kolunuza bi bakın..saat ne kadar da hızlı ilerliyo di mi.."
konu ağır ve ciddi bi konu fln olsa tabi yürümez bu rezil, orijinalite yoksunu metod...ama mesela bi denesek:
"bilinçaltı..kafanıza bi bakın....."*
orta okulda tüm kompozisyonlarıma her zaman "insanlar doğar,yaşar ve ölürler,bu zaman zarfı içinde..." diye başladığım için hiç zorlanmadığım bir hadise.*
özellikle ilkokul ve ortaokul çağında yaşanan hede. bu sorunu aşmak için "nedir x? yoksa vıdı vıdı mı? evet, bence öyle. x kişisi de şöyle şöyle dememiş mi zaten?" şeklinde bir giriş kalıbı oluşturulur, baktınız öğretmenin hoşuna gitti, her kompozisyonda kullanılır. ancak öyle bir an gelir ki, öyle bir duruma düşersiniz ki perişanlığınızı açıklamak için kelimeler, kompozisyonlar kifayetsiz kalır.
bir türkçe yazılısı...
konu: ağaç yaşken eğilir
nedir ağaç? yoksa yaşken eğilen bir varlık mı? evet, bence öyle. atalarımız da "ağaç yaşken eğilir" dememişler mi zaten?