(#13081490) bu entryde söz konusu yazarımız farklı düşünceleriyle kitap çıkarıcağını belirtmiştir.
bu cümle bir yerlerde dursun ben şimdi daha farklı birşey anlatacağım.
geçen gün bir kitap mağzasındaydım. ve dolaşırken kitaplara göz gezdiriyor ve taze kokularını içime çekiyordum. bir tanesini elime aldım. kitapda atatürk'ün bir piyon ve o piyonu da osmanlı'nın kullandığı yazıyordu. söz konusu kişi nur cemaatinin ilkokul mezunu bir yazarıydı haliyle. sonra emine şenlikoğluna rastladım o da bir ilkokul mezunu ve cahilce söylemlerle kitaplar yazan ve aynı zamanda cemaat evlerinde büyümüş birisi. sonra mustafa armağan'a rastladım. kendisi her ne kadar entellektüel gibi de dursa aslında atatürk ve daha nice ulu önderin açığını arayıp dinci kesime yama yapma peşindedir. bu kişinin kitaplarına yönelik eleştirileri okuduğunuzda bir işe yaramayacağını göreceksiniz.
bu anlattıklarımdan sonra dikkat çekmek istediğim nokta şudur.
nedir bu kitap çıkarma sevdası? ve nedir bu türk halkındaki her kitabı olana saygı duyma çabası?
örneğin kompetan adlı yazarımız. kendisiyle yaptığım özel konuşmalarla iyi bir insan olduğunu düşünüyorum lakin kitap çıkaracak bilgiye sahip olduğunu ve ayrıca yazarlığa dair bir yeteneği olduğunu da düşünmüyorum.
yaşar köse adlı bir edebiyat öğretmenim vardı. şairdi. kitapları vardı. beş para etmezdi. benim anlamadığımsa yayımevlerinin bu kitapları neden bastıkları? sadece para kazanmak için düşünce özgürlüğünü ve düşünce kalitesini boş verip böyle insanlara neden kitap yazdırdıklarını anlamıyorum.
ben de yazar olmak istiyorum. ve hayatım boyunca da öyle olmayı isteyeceğim. çünkü biliyorum ki yazarlık "eline kalem alıp kağıtları lekelemek değildir, yazarlık duygu ve düşüncelerini en saygın şekilde karşındakine ifade etmek ve olaylara ayrı bir bakış açısından bakarak kimsenin dikkat edemediklerini, göremediklerini en sıradan insana dahi göstermektir."
lakin bu söz konusu kişilerin karşı düşüncelere saygıları olmadığı gibi birşeyleri fark ettirme çabasında da değiller.
onlar sadece kendi düşüncelerini insanlara kabul ettirmek peşindeler.
insana düşüncelerinizi öğretmek yerine düşünmeyi öğretmek gerekir.
ulu önder atatürk'ün dediği gibi:
"düşünmek, zekayı eğitmek demektir."
bu söz konusu kişilerse zekayı eğitmek yerine okurun zekasını kendi istedikleri gibi yönetme peşindedir.
eğer okuduysanız ve saygı duyduysanız teşekkür ederim. ancak birilerini kırdıysam onlardan da özür dilerim.
şaşırılacak olay değildir. zira kendisi 10 yıldır bir yayın evinde kitap editörüdür. özelden dalga geçilen yazar arkadaşların şaşırması ve anlamaması doğal.
