beşiktaş'taki iskele meydanında ufka bakan ve eliyle de rüzgardan dalgalanan kaftanını tutan bir barbaros hayrettin paşa heykeli vardır.altında da yahya kemal’in şiiri yazılıdır:
''deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
barbaros, belki donanmayla seferden geliyor!..
adalar'dan mı? tunus'tan mı, cezayir'den mi?
hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
o mübarek gemiler hangi seferden geliyor?''
neyzen tevfik bunu görmüş ve şiiri beğenmemiş.. "'geliyor da geliyor diye tutturmuş yahya kemal" demiş ve sonra aşağıdaki dörtlüğü yazmış..
''ebedi bilgini hayrettin kaptan
beş asır önceden biliyor gibi
ikına sıkına yazdığın şiire
barbaros kıçını siliyor gibi''
"aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten"
Ülkü tamer'in "konusma" siirinden bu dizeler. Komik mi hüzunlü mü karar veremiyorum. Okuyunca gülesim geliyor gibi ama akabinde ağlamak da istiyorum gibi. Bilemiyorum siz karar verin.
Şiir komik olamaz, olmamalı.
Şiir agirbaşli bir hanım, otoriter bir bey olmalı. Hüzünlü olmalı. Acıyı hissettirip, daha da dibe götürmeli insanı. Özel olmalı. Ne sürekli okuyup bıkmalı, ne de yıllarca bakmayıp paslandirmali. Ayarını tutturmali. Yani komik olmamali.
ayni zamanda erotik şiirler kategorisine giren ve orhan veli'nin olduğu söylenen şu şiir vardir.
uludağdayım uludağda
kar'ı seyrediyorum kar'ı
donu çözülmüş buz gibi kar'ı
masamda sıcacık biram
hani ya rakım
herkes sky'n le kayıyor
benim sky'm kırık
ismim orhan veli kanık......
genellikle posta gazetesinin yayımladığı amatör şairlere ait şiir(imsi)lerdir. adam 45 senedir şiir yazıyormuş ama hala serdar ortaçvari "bu kafiyeli, bu kelimeyi de araya sokayım" mantığıyla yazıyor şiirini.