-alo Muhsin abicim nasılsın ben şevki.
-yanlış numara.
-siktir et muhsini üstünde ne var onu söle ! eheee eheeeee...
-ha siktir telefon sapığı !
şakırt dıdddddddd...
henüz cep telefonlarına sahip değiliz. gecenin bir yarısı ufak abimle uyuyabilmek için saçma salak mevzular hakkında sohbet ediyoruz. bir şekilde konu fransız sinemasına ve çok meşhur aktörlerden birine geliyor ama adını bir türlü hatırlayamıyoruz. saat üç gibi şehir dışında okuyan büyük abiyi ev telefonundan arıyoruz...
"laan neydi bu adamın adı?"
"bilmiyorum ya nereden hatırlattın şimdi! neydi ya, neydi..."
"bence abimi arayalım o bilir kesin!"
"Oha bu saatte mi??"
"evet n'olcak?"
"Ya uyuyorsa?"
"Yok be uyumuyordur bence, arayalım."
"tamam hadi..."
bülülülülüğülülüğülüü....
"hııııı!! Efendim?"
"abi uyuyor muydun?"
"Evet... hıııa?"
"hadi sor ya uyuyacam, sor!"
"haaa, ne??? Serenity, sen misin??? oğlum manyak mısınız, ne oldu?"
"abi hani fransız filmlerinin neredeyse yüzde sekseninde oynayan, öküz kadar iri, çirkin, saçları hep alnını kapayan ve patates burunlu bir adam vardı ya onun adı neydi? bir türlü hatırlayamadık!"
Bir arkadaşın başına gelmiş. Öğrencilik zamanlarında Erkek arkadaşına atacağı mesajı yanlışlıkla babasına göndermiş ve babası da gayet sakin bir şekilde(!) cevaplamış...
"Seni çok özledim... bu akşam babama ders çalışmak için zeyneplerde kalacağımı söyleyeceğim. Böylece geceyi beraber geçiririz. Hem onun Aklı kalmaz, biz de rahat ederiz. Bu kez bir aksilik olsun istemiyorum..."
"Beni özlediysen akşama eve gel milletin evine falan gitme. Hem özlem giderirsin, hem de ikimizin de kafası rahat olur. Üstelik sabah geldiğinde anahtarını da başka bir kilide sokmamış olursun kızım... boş yere Canımız sıkılmasın, bir aksilik olmasın. Üzülmek istemeyiz değil mi?"
"Baba... özür dilerim... geliyorum."
"Gel gel, çok özlediğin belli zaten. Gelirken zeynep'i de çağır istersen. Güzel güzel ders çalışırsınız."
öğrencilik zamanları. O yıllarda akıllı telefon, sohbet programları falan yok tabi. tanımadığım bir numaradan mesaj geldi. Mesajların bir tanesi bile pek kıymetli(!) olduğundan yanlış kişiye yolladınız diye uyarmam gerekirken, karşı tarafla dalga geçmeye başladım ve saçma bir diyalog oldu...
"selam ben özge... sende dif denk ders notları var mı?.."
"yok, ne arar bende."
"bende var.(gülücük)"
"iyiymiş."
"sınava çalışmayacak mısın?"
"çalışsam da pek bir şey anlamam, kafa basmaz."
"o zaman ben sana geleyim beraber çalışalım.(gülücük)"
"Valla çok istiyorsan buyur gel ama ders mers çalışacağımızı sanmıyorum. Emin misin?"
"neden?(gülücük)"
"çünkü ne o dersle alakam var ne de sandığın kişiyim."
öğrencilik zamanları. dedega ve nenega memlekette. Onlardan ayrı kaldığım bu özgürlük dönemlerinde, evde istediğim misafirleri ağırlayabildiğim günlerden bir gün kız arkadaşımı davet etmiştim. hatun kişinin kapıdan içeri adım atmasından sonra 10 dakika geçti geçmedi, ev telefonu çalıverdi. tabi ki arayan meraklı ve yalaka kapıcımızın ispiyonlaması ile olayın haberini alan nenega idi...
lülülülülü lülülülülü!!!...
"efendim?"
"neyabayisun?!"
"hıı, aaa nasılsın?"
"hee, beni boşver şimdi sen ne edeyisun?"
"hiç oturuyorum, iyiyim sağ ol... siz nasılsınız?"
"eyiyuk! Oruç tutmayi misun?"
"Ne? Yok, nereden anladın?"
"Anlarum ben! kim var oraya??"
"televizyon açık onun sesi."
"sus sus, baci var eve sanki anlamayrum. pis uşak, oruç da tutmayisun, habu ramazan günune evume günah işleyisunuz hep!"
"madem biliyorsun evde biri olduğunu ne soruyorsun yahu. kapıcı mı öttü?"
"sağane ula! neyabayisunuz?"
"film izliyoruz, uygun mu?"
"ula bilirum sizun filumleri. essah filumi sen oraya çekeyisun pisluk!"
"vallahi bir şey yapmıyorum! film izliyorduk sayende yarım kaldı..."
"Siçturtma filumlerune, asil filmci sensun!"
"iyi tamam izlemem sen istemezsen."
"ula bağa bak benum yatağuma ole şeyler yapmayun, çarşaflarumi baturursunuz, keserum sikuni!!!"
"ya NE diyorsun çok ayıp. yeter tamam senin yatağına falan dokunmuyorum, hadi kapatıyorum."
"tabi dokunmazsun, verduk sağa yayla gibu çift kişiluk yataği ne yapacasun bizum küçuk yataklara. oooh!!!"
"ahah tamam onu kullanırım, allah razı olsun sizden!"
"iyii... bağa bak güzel midu bu baci? yiri memeli midu? ula günaha girme. uşak edu da kanduru seni, evlenur kalursun onla. daha erkendu, evvela okulunu bitursun deyi deden."
"tamam kapatıyorum dedemi de öp benim için!!!"
"kesun incecuk çita gibi kizdu, kesun. sen ne anlarsun zaten!"
"Tamam, başka bir şey diyecek misin?"
"evuma meleklar girmayi senun yüzundan! öbur tarafa cehenneme gidersem tüm suç senun... hade eyvalla!!!"