insanların başına gelen, onları dumur eden olaylar silsilesidir.
örneğin;
bettyboop,annesi,babası,ablası,teyzesi,kuzeni* 1haftalığına ege-akdeniz turuna çıkarlar. yolculuk land rover-discovery marka ciple yapılmaktadır. anne-baba önde, diğerleri arkada oturmaktadır. ancak sıkışıklık olmasın diye bagaj kısmındaki açılır kapanır koltuk da açılmıştır** ve dönüşümlü olarak orada da oturulur.
yolculuğun bir kısmında arkadaki tekli koltuğa oturma sırası bettyboop'tayken mola verilmesi gerekir ve olaylar gelişir...
baba: şurda bir mola verelim, bagajdan alacak bişeyiniz var mı?
bettyboop: ** beeeeen!!!
yine...
seneee geçen seneee...
bettyboop okuldayken kampüsün bir kısmında öğrencilere kredi kartı edindirmeye çalışan bir banka görevlisi yolunu keser. bettyboop adamın niyetini bildiği için* ilk başta reddeder ve devam eder. aradan biraz zaman geçer ki kampüsün bir başka köşesinde aynı adam yine bettyboop'un dibinde biterek* az önceki davranışını* sergilemeye kalkışmasıyla :
bettyboop: *ayy yine mi seeen!!!*
tanıdık tanımadık herkes bettyboop'a şaşkınlıkla bakar.
banka görevlisi: *size sormuş muydum?!! çok özür dilerim çok pardon,gerçekten kusura bakmayın...
bettyboop kendinden asla beklemediği bu davranışı karşısında şaşkınlığı sürerek olay mahallini terk ederken, banka görevlisi hala özür dilemektedir...
abla 2 adet tiyatro bileti almıştır. kardeşle* gitmeyi planlamaktadır. bir yandan torba katlamakta olan bettyboop sırf "kardeş gıcıklığı" olsun diye ablayı kızdırmaktadır.
bettyboop: ben gelmicem ki senle,boşuna almışsın bileti! dizi var o akşam hıh! *
abla hiç vakit kaybetmez ve ortama henüz giren anneye kardeşi şikayet eder. bu sırada bettyboop torba katlamaya devam etmektedir.
abla: anneaaa! bu uyuz benle tiyatroya gelmiyoo!!!
bettyboop: bu torba delinmiş bunu katlamıyorum ben!
anne: aaaa niye gelmiyomuş bakiim? gelir geliiirr...
abla: gelmiyo işte dizi varmış o akşam...bidi bidi bidi...
bettyboop: ya bu torba delik katlamıycam bunu ben!
anne: * delik olabilir ama ablan bilet almış!
bettyboop: ...
abla: ... *
bettybopp ve kacak kelebekdark water filmini izlemeye gider.
bettyboop: inanmıyacaksın çok super bir korku filmiymiş.
kacak kelebek: hımmm. aslında ben de adını duymuştum.
ilk yarı biter. gerilemezler. hala izlemektedirler. ama yine gerilemezler. film biter.
bettyboop: kızım senin niye gözlerin doldu? korkudan mı? *
kacak kelebek: yok ya. sonu çok duygusaldı napiyim kendimi tutamadım. ühühühühhühü *
Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı çocuklardan biri şoföre parayı uzattı;
- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
herhangi bir üniveristenin herhangi bir bölümünde bir sınav telaşı baş göstermiştir. hoca kalabalık sınıfı ikiye bölmüş herkes kalem kağıt silgi derdine düşmüştür. hocanın ağzından sihirli kelimeler geldiğinden herkes susar. biri hariç..
hoca: teknik okuma ned...
öğrenci: hassiktir.
hoca: ne oldu kızım zor mu geldi.
öğrenci: **
tüm sınıf: kopmak için gönüllü bir kopan beklemektedir, şahsım devreye girer ve patlatır kahkahayı. sonrası malum hoca, öğrenci, ben, o, şu ,onlar yerlerde..
Olay ODTÜ'de geçiyor... Dişarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi, hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan anca 15-20 kişi var içerde, onlar da kâat falan oynuyolar. Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo. Aklina bişey takiliyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye... Hoca eyvallah diyo, dönüyo, başliyo bütün konuyu yeniden, ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyo, kiza dönüyo,simdi anladin mi diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bi Türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi." Hoca dumur, amfi yerlerde... *
Devlet tiyatrosundan bi arkadaş, bi oyun için mi ne artik, Akçaabat'a gitmiş. Ekip olarak şehir merkezine gelmişler. Kafalarini kaldirinca koca bir bez afiş görmüşler. Şöyle yaziyo:
Ben de sporcunun zeki, çevik ve ahlakli olanini severim.
AKÇAABAT BELEDIYE BASKANI
Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. Kalabaliktan uzak bir fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaşti. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. Biz biraz şaşirdik nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş. *
Olay bir okulun kizlar tuvaletinde geçiyor. Kizlar dudaklarina ruj sürüp tuvaletin aynasini öpüyorlar. Tabi akşama kadar ayna dudak figürleri içinde kaliyor. Hademe temizliyor ama nafile. Ertesi akşam yine ayni dert. Hademe bakiyor ki bu işin biteceği yok, müdüre haber veriyor. Müdür hademeyle konuşuyor ve kiz öğrencileri öğle teneffüsünde tuvalete çağiriyorlar. Müdür başliyor konuşmaya: - Bakin kizlar, siz böyle yapiyorsunuz ama bunu temizlemek bizim hademeye çok zor geliyor. isterseniz bir temizlesin de görün. Hademe, daha önceden anlaştiklari gibi uzun sapli firçayi aliyor, içerdeki tuvaletlerden birine giriyor, deliğe daldirip aynayi temizliyor. O günden sonra o okulun kizlar tuvaletindeki aynalarda bir dudak izine rastlayan olmuyor. *
lise 3 e gittigim zamanlar internet cafede takiliyorum. ve cafenin sahibi bir abi var. onla muhabbet ediyoruz. iceriye iki tane el ele tutu$mu$ kiz geldi.ve diyalogu anlatayim.
abi =a ben =b
a: oo olm hatunlara bak lan
b: harbi abi ta$ gibin $erefsizim.
a: olm bi git konu$ tani$alim edelim bi$iler yapalim.
b: abi olmaz cunku onlar lezbiyen.
a: lezbiyen ne demek ulan?
b: abi lezbiyen sadece hatunlarla sevi$iyor demek.
a:* ee bende lezbiyenim bende hatunlarla sevi$iyorum.
bir türk taksiciye bir müşteri biner ve taksiciye ben azrailim yarım saat içinde ölüceksin der. taksici inanmaz tabi . daha sonra azrail yine tekrar eder 100 metre sonra arabana biri binecek ve sen yarım saat sonra öleceksin. 100 metre sonra bir adam taksiye biner. ve binen adama der : ' şu arkandakine birşey söyle ben azarilim diye tutturdu. ' adam cevap verir. ' ben birisini göremiyorum. ' arkada ki adam der : ' bak gördün mü ben azrailim yarım saat sonra öleceksin. ' taksici bu sefer inanır. azrail : ' ulan zaten ölüceksin ne diye taksicilik yapıyorsun gitte allaha ibadet et bari . ' der ve taksici camiye gider namazını kılar. camiden çıkar bir bakar taksi yok.
geçen sene kurbanımızı kestirmek için belediyenin kurduğu kurban kesim yerine gittik. herkesin elinde kurbanına ait numara vardır. kurbanların yanına 20 kişilik gruplar halinde gidilmektedir. herkes numarasını hayvanların tel çitle korunduğu kısımdaki adama vermiştir. adamda kurbanların arasında elindeki numaralara göre hayvanları bulmaktadır. tabi adam buldukça numarayı bağırmaktadir. numarasını duyan kurban sahibide kurbanını alıp kesim yerine götürmektedir. yalnız sabahın o saatinde beklenmeyen bir olay olmuştur. adam normal bir şekilde otuzbeeeşşşş.... kırküüççç... seksendokuuzzzzz..... diye bağırırken arkalardan bir ses yükselir 1. çinko. tabi herkes gülmekten yıkılmıştır.
Olay ODTÜ´de geçiyor... Dişarda bahar havasi.. amfide kalkülüs dersi, hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan ancak 15-20 kişi var içerde, onlar da kağıtt falan oynuyolar. Bir tek en önde bi kizcaz dersi dinliyor. Aklina birşey takiliyor hocaya ingilizce soruyor... şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye... Hoca eyvallah diyor, dönüyor, başliyor bütün konuyu yeniden, ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyor, kiza dönüyor,simdi anladin mi diye soruyor. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bir Türkçe'yle 'Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi.'