askerlik çağı gelmiş delikanlılar bilirler, muayene için askeriyeye gidersiniz oradan oraya sürülmekle devam eden bir dizi işlem yaptırırsınız. hınca hınç dolu şubede sivil memurlar inadına yüksek tonda sorarlar "komando olmak istiyor musun?" diye. işte o an sıçtığınızın resmini çizebilirsiniz. bir sürü asker adayı içerisinde bir cevap vermeniz gerekir olabilecek en sessiz haliyle " hayır " deyiverirsiniz. ama o hayırı derken insan sanki vatana ihanet etmiş gibi hisseder mal gibi kalırsınız sıranın en ucunda. sizi bir tek şey rahatlatabilir; daha sonra doktor muayenesi esnasında raporunuza paraf düşülür " komando olamaz 9 kilo fazlası var" aptal bir gülümsemeyle dönersiniz sonra. ama komando olamamak koyuyorsa orası ayrı bir mevzu tabi, görevli memura evet diye haykırarak çılgınca bir tatmin yaşayabilir, vatanı kurtarabilirsiniz.
kendini tatminden başka bişey değildir. hadi komando oldun, 50 terörist öldürdün askerlik bitti, hani işin hani ekmeğin hani geleceğin. olanla olmayan arasında hayatın sonrası için zerre fark yoktur. askerdeki kantincide aynı safta bu hayatta dağcı komandoda. gerisi hep angarya.
zira acemi birliğine katıldıktan sonra hastahaneye komando muayenesine götürülecekler listesinde adını duyan bir çok kişinin "olm ben istemiyorum u işaretlemiştim" diye ağladığına şahit oldum.
hele bir tane trabzonlu vardı hiç unutmuyorum. bir hafta boyunca muayeneye giderken ayrı ağladı, dönerken ayrı ağladı. bir de çakallık yapayım derken göz doktorundan fırça yemişti mal.
bu soruya en son evet dedigimde kendimi eğirdir dağ komando okulunda buldum. daha sonra ise şırnak uludere. illa ki kazık yemenize gerek yok vatan sevgisi de cok onemlidir.
bilenler bilir eğirdir bir cehennemdir. girmesi kolay çıkması ise zordur. boş askerlik yapmazsınız. patates soymaz, tuvalet yıkamazsınız. ama aldığınız eğitim canınızı alır.