her şey tamam artık koltuğa kurulayım, hiçbir güç beni şuradan kaldıramaz oh be dersiniz. tam o anda bir ışık olur, şimşekler çakar. kumandayı elinize almadığınızı fark edersiniz. hafiften gözleriniz kararır, içinizde bir burukluk olur. bir nesne -terlik, sinek öldüreceği, plastik şişe vs- yardımıyla ulaşmaya çalışırsınız, resmen maymuna dönersiniz. yenilgiyi kabullenip kalkıp almak lazımdır efendim. evet hayat bu kadar şey olabilir bazen, ehm kötü.
ben de bir bana oluyor sanmistim. yok böyle sinir bozucu bir sey. bazen yataga girersin keyfini bulursun yorgani ayarlarsin yastigi ayarlarsin. bir bakarsin kumanda yok. hele bir de tam kisin ortasiysa.. kalkta o kumandayi al amina koyim.
etrafında kendinden küçük birey buldugunda, ondan kumandayı istemekle son bulacak eylemdir. anne, baba, dayı, amca, abla, abi, enişte vs. başka aklıma gelmeyen yetişkinler diğer oda da bile olsa çocuga seslenirler.
- serincaaan kumanda nerdee
+masanın üstündee(odadan seslenilir.)
- oturdum artık, belim de agrıyor zaten. veriver kumandayıııı...
+geldiim.
şayet kişi koltukta uzanıyorsa ve kumandayla kişi arasındaki mesafe kişinin boyuyla aynı oranda ise kişinin vücudunun ayak parmaklarına kadar olan bölümünü yere paralel bir şekilde koltuktan ayırarak bir elini yere, diğer elini ise kumandaya uzanmak üzere kumandanın bulunduğu hedeye doğru uzatması, ardından uzandığı yerden kumandayı kalkıp almak yerine bu şekilde gereksiz bir efor sarfetmenin çok daha pratik bir yöntem olduğunu zannetmesi kuvvetle muhtemeldir.
kumandanın olduğu yerle aranızda 3-4 metre olsa dahi o mesafe size 3-4 kilometre gibi gelir. sinirlenirsiniz. kalkmak zor gelir. daha da kötüsü sıcak yatağa girip üstünüze yorganı örtüp iyice yerleştikten sonra kumandayı almadığınızı fark etmektir.