Her çocugun yaptığı eylem. Tabi minderleri olan bir eve sahip her çocuk. Sokakta ya da musambadan pencereleri olan evlerde yaşayanlar bile yapmak ister. Kendi yaptigi evinde güvende hissetmeye ihtiyac duyar cocuk dediğin.
özlenilen ve devam ettirilmesi gereken muazzam eylem. abi olduğumu en iyi hissettiren oyundu kendisi. zira kardeşime az emir vermiyordum. tabi şu vakitler sikinde değiliz adamın. işi gücü kızlara yazmak.
bendim o. içine ne varsa doldurur ailemi de kurdum böyle. bazen nefes alamayıp dışarıya çıkıp nefes alırdım. sonra bozulduk tabii.
bir de bunun battaniye yorgan altında olanı vardı o daha fantastik. denizin altında yaşadığımı düşünüp yanak şişirmeler. yaşlanmışız.
her çocuk gibi benimde çocukluğumda yaptığım eylemi yapan çocuktur. birde bunun sandalyelerin üstüne battaniye serip içinde evcilik oynama şekli vardır. şimdiki çocuklar yapar mi bilmem.
Çocukluğunu yaşamıştır. Ben yapardım ablam çatısına filan vurur bozardı. Hoş anılar değil bunlar. Olsun yine de çok zevkli bir oyun oynama şekliydi. Özendim şimdi nerede bu minderler...
yapmayanımız yoktur sanırım. kapısı da genelde bir örtüden olurdu. ne anlardık bilmem. maslow hiyerarşisine bile bağlarım ben bunu ya neyse. güzeldi vesselam. şu an yeğenlerim yaparken bile içine girme isteğim var, o derece.
3-4 kişilik bir grupta yapılıyorsa bir noktadan sonra piçin biri o minderleri kahkalar eşliğinde tekmeliyip evi patoz eder. en güzel yanı da bu kısmıdır.
ya ne güzel bişeydir. yeşil yeşil minderlerimiz vardı küçücük ben içinde kaybolurdum minderlerin. annem 'yeter artık yerine koy minderleri' diye az bağırmazdı bilmezdiki ne kadar zevkli olurdu. tekme atıp devirdimde az mutlu olmazdım. çocukluğum bana geri dön.
o ona göre ev değildir o minderler. kimi zaman ateş altındayken sığındığı bir cephe, kimi zaman ok yağan bir kale olur. oradan çıktığında farklı bir dünyaya geçiş yapar.