Diğer adı sömürge. Keşke türkler olarak koloniciliğe girişseydik. Osmanlı döneminde yapılabilirdi ama dini duygulara kapılınıp halifelik uğrunda başka müslümanların kanı akıtıldı.
Ozellikle Cografi Kesiflerden sonra askeri ve siyasi gucu olan Avrupa ulkelerinin dunyanin cok degisik bolgelerinde edindikleri ve her turlu yeralti yerustu kaynaklarindan yararlandiklari toprak veya ulke.
Ornek verecek olursam mesela Ingiltere'nin somurgesi olan Hindistan, Yenu Zelanda vs.
Bugün, Türk Milletinin özgürlük ve vatanı için gerektiğinde neleri feda edebileceğini bir kez daha kanıtladığı bir dönemi simgeleyen 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günüdür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur sözlerinde ifadesini bulan bu zafer, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüzlük anıtıdır. Milletimizin gönlünde daimi yerini alan şehitlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının ve bölünmez bütünlüğünün korunması, huzur ve güven içinde yaşamamız, milli çıkarlarımızın savunulması ve vatanımıza hizmet etmek için canlarını feda etmişlerdir. Üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu vatanı, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, vatan sevgimizin, birlik ve bütünlüğümüzün simgeleri olarak, gönlümüzde yaşayan aziz şehitlerimize borçluyuz. Onların, vatan ve millet için yaptığı fedakârlığın değeri, hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar yüce ve büyüktür.
Türk vatanının ve milletinin ebedî varlığı ile devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle şükran ve rahmetle anıyoruz.
ve bu yazara sevgilerimi gönderiyorum.
kitapsız geçen günlerimin ardından yine yeniden grangé a dönmemi sağlayan, okudukça merak ettiğim, merak ettikçe okuduğum, okudukça içimin titrediği, korktukça merak ettiğim, merak ettikçe okuduğum... işte böyle bir kitap.
devamı gelecek gibi biten sürükleyici bir kitap. açıkcası ilk 100 sayfasından sonra sarmaya başladı beni. sonra da elimden düşürmedim. polisiye gerilim sevenlere tavsiye.
klasik grange kurgulaması ve ilginç bir konu üzerine inşa edilmiş yazarın son kitabı. yine cinayet ve cinayetler mevcut, ardında ortaya çıkan bir tarikat ve iki polisin olayların peşine düşmesi ve başlarına gelenler. yazarın önceden okuduğum 3 kitabını geçecek düzeyde bir kurgulama yok fakat olaylar, konusu, boyutlarıyla heyecan ve merak düzeyinin azalmadan takip etmenizi sağlıyor.
fransa'nın göbeğinde başka bir ülke olabilir miydi? bu ülkeye kim veya kimler göz yumuyordu? burada neler yapılmaktadır? kaçırılan çocuklar ile öldürülenler arasındaki bağ nedir? iki polisin çabası cinayetleri açığa kavuşturmaya yetecek midir? yoksa...
sevişme halindeki bir çifti izlerken eteğini kaldırıp bulunduğu yere sıçan mazoşist bir kadından sözedilen grange romanı. şahane kurgusu olan o koca kitaptan aklımda kalan en çarpıcı olay budur. aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum, ne pismişsin be kadın. alacağın zevke sıçam senin.
Koloni(Politik)Bir ülkenin deniz aşırı toprakları.Örneğin eski ingiliz kolonileri:Mısır,Güney Afrika Yeni Zellanda,Hindistan,Kanada.
Koloni(Zoolojik)Karınca ve arı gibi hayvanların kurduğu sürü.
Ay yüzeyinde güneş ışığının devamlı düştüğü bir yer tespit ettiklerini ve bölgenin geçici bir ay kolonisi için uygun bir yer olduğunu duyurdu. *