ABD’de yaygın bir şekilde kullanılan bir ifadedir.
Kristof Kolomb, Amerika’yı 12 Ekim 1492’de keşfetti. Atlantik Okyanusu boyunca yaptığı bu harika ilk yolculuğu planlamak için on sekiz yıl geçirmişti. Denizcilerle, bilginlerle, prenslerle ve krallarla konuşmuş ve tartışmış, “Biliyorum, büyük okyanusta batıya yelken açarak, Avrupalılar tarafından hiç ziyaret edilmemiş topraklara sonunda ulaşılabileceğini biliyorum.”
Ancak konuştuğu herkes onu aptal bir hayalperest olarak görüp ona gülüp geçiyordu. Haliyle projelerine çok az insanın inancı olduğu bir durumda hayallerine sıkı sıkıya sarılmış bu adama nihayetinde, ispanya kralı ve kraliçesi ona deneme yolculuğunu yapabilmesi için gemiler verdi.
kendisine verilen gemilerle türlü zorluklara katlanıp sonunda hayaline kurduğu okyanusu aştı ve daha önce hiç bilinmeyen insanların yaşadığı garip topraklar keşfetti. Ancak kaderin bir cilvesi olsa gerek keşfettiği bu toprakların Hindistan’ın bir parçası olduğuna inanıyordu.
Hatta Amerika’da kullanılan “Yerli” ifadesi olan “Indian” da Hintli manasında kullanılmaktadır. Oraya ilk varıldığında bulunan insanlara Hintli zannedilip böyle adlandrılmıştır.
Keşif haberiyle eve döndüğünde büyük bir sevinç yaşandı ve ispanya’ya yeni bir dünya veren kahraman olarak selamlandı. Büyük bir kalabalık geçtiği caddelerde sıralanıyordu ve herkes onu onurlandırmak için can atıyordu. Kral ve kraliçe onu saraylarında karşıladılar ve yolculuğunun hikayesini keyifle dinlediler. “Sıradan bir adama” hiç bu kadar büyük saygı gösterilmemişti.
Ancak kaşifi kıskanan ve diğerleri gibi hata bulmaya hazır olanlar da övgüye değerdi. “Bu Kolom da kim?” diye sordular ve “O neyin nesi ki! Ne yaptı? italya’dan gelmiş sıradan fakirin biri değil mi? Başka bir denizci, yaptığı gibi okyanusta yelken açıp daha iyisini yapabilirdi? “
Kolomb’un Yumurtası
Kolomb bir gün, bir ispanyol beyefendinin onuruna verdiği bir yemekteydi ve bu kişilerden birkaçı hazır bulundu. Gururlu, kendini beğenmiş arkadaşlardı ve çok geçmeden Columbus’u rahatsız etmeye başladılar.
“Denizin ötesinde garip topraklar keşfetmişsiniz” dediler. “Ama ne olacak? Bunun neden bu kadar çok konuşulması gerektiğini anlamıyoruz. Okyanusta herkes yelken açabilir; ve tıpkı sizin yaptığınız gibi, diğer taraftaki adalar boyunca herkes kıyıya vurabilir. Dünyadaki en basit şey.” devamında ispanyol soyluları “Siz Amerika’yı keşfetmemiş olsaydınız da burada orayı keşfedecek birçok kişi var” demişlerdir.
Karşılık olarak saldırmak yerine, Kolomb bir yumurta istemiş ve “Siz ekselanslarına iddia ediyorum ki içinizden hiç kimse yumurtayı hiçbir yardım olmadan masanın üstünde dik durmasını sağlayamaz” diyerek bahse girmiştir.
Orada bulunanlar yumurtayı dik bir şekilde koymayı deneyip bir türlü başaramadı. Bunun üzerine Kolomb yumurtayı eline aldı ve hafif bir vuruşla yumurtanın sivri ucunu kırıp yumurtanın dik bir şekilde durmasını sağladı.
“Beyler,” dedi, “imkansız olduğunu söylediğiniz şeyi yapmaktan daha kolay ne olabilir? Nasıl yapılacağı gösterildikten sonra herkes yapabilir . “
Orada bulunanlar “Bu şekilde yapması kolay! Bunu böyle ebem de yapar.” minvalinde söylenince, Kolomb cevabı yapıştırmış: “Şüphesiz, zor olan da bunu yapmayı düşünebilmektir…”
RAE’ye göre (Real Academia Española – Kraliyet ispanyol Akademisi), Kolomb’un yumurtası, görünüşte büyük zorluklar içeren ancak ardındaki kritiği öğrenince kolaylaşan şeyler olarak tanımlanıyor. Bir nevi gerçekleşmesi basit ama daha önce kimsenin gerçekleştiremediği fikirleri betimlemek için kullanılıyor.
Ayrıca, ispanya’nın ibiza Adasında Christopher Columbus (Kristof Kolomb) adına anıt şeklinde bir yumurta sergilenmektedir.