çok ama çok özlediğim bir şey, uzun zaman oldu böyle uyanmayalı. devamsızlık haklarımın çoğunu doldurduğum için, uyuyakalıcam dersi kaçıracağım korkusuyla, "saat kaç lan" paniğiyle uyanıyorum. hatta bu gerilim içime o kadar işlemişki haftasonlarında bile "yine geç kaldım,allah kahretsin,saat kaç oldu" şeklinde uyanıyorum. ha o o gün sınavdır derstir türünde sorumluluklar olmasa bile mutlaka yine yapılması gereken bir şey vardır ve zaman kısıtlıdır, o yüzden yine yalan olur bu şekilde uyanmak...
güne mutlu başlanacağının habercisidir şüphesiz. bir de yurtta kaldığım dönemlerde hocanın uyandırma stili vardı ki, elindeki 30 cm lik cetvelle kapıya vura vura kaldırırdı milleti. sanki coniyi-conu çağırmak için, pazar gününün kilise çanını çalıyor pezemek. * daha da beteri bir uyumaya çalışma çabası vardı ki, bildiğin ölüm... sağ ranzada müzik seti gibi horlayan arkadaşımsı, sol ranzada her an infilâk halinde, patlamak üzere olan abazan mahluk... reröre. errör haz, mit gusiu 10100100101..
neyse sözlük, anlatırken bile hata raporu vermekli oluyorum...
çocukken sadece yolculuk zamanları böyle uyanılır. sonraki hayat fasa fiso. hem ben gibi uyanıldığında ayılana kadar 41 fantom gücünde sinirliyseniz, hayatınızda en son göreceğiniz şeylerden biridir.
(bkz: gene mi sabah oldu aq)
bkz:daha yeni yattık lan)
bkz:hay doğan güneşin bulut kardeşin mutluluğuna sıçam)
bkz:teletabilerin de aq)
yatılı lisede nöbetçi olduğum sabahlarda uyandırmaktan fazlasıyla hazzettiğim şahsiyetlerin tatlı hareketi. bir de bunların anasına sövülmüş gibi uyanmak tribinde uyananları vardır ki, kahrolsun böyle uyananlar, kahrolsun faşizm *