hakkında pek çok kötü prestijli yaklaşımlar dillendriilen güzide eğitim kurumları. daha ziyade kompleksli bünyeler: "eğitim'de fırsat eşitşizliğinin ön basamağı"der. "fakirler ne yapsın?" der. az anlayan, yarım ağız enteli gelir" abd türkiye'ye emperyalizm ve doktrinlerini kolej ve kolej eğitmenlerince soktu" der. bu pesimist etrafını çevreleyen auranın negatif yüklü olduğunu varsayan kişilerden birisi de çıkıp:" kolejler bu ülkede yabancı dil eğitiminin gelişiminde bu kültürün dinamiklerinin yerleştirilmesinde, etkin rol üstlendi. halka bu bilinci aşıladı" demez. denmesi gereken, eaas konu budur. ancak bu dillendirilmez. hep kötüdür etrafımızdakiler, her şey kötülüğümüzü, ayağımızı kaydırmayı ister. ancak gerçek unutulur; eğitim bireysel reformu gerçekleştirmek için alınır. bu yolda, bu eğitim kurumlarının rolü büyüktür, gerisi demagojidir.
velilerin öğretmenlere, öğretmenlik mesleğini öğretmeye çalıştıkları yer. makina mühendisi veli gelip size "öğrenci böle susturulmaz" diyebilecek yetiye sahip olduğunu sanar sırf para verdiği için.
gaziantep'te söylendiğinde genelde gaziantep kolej vakfı anlamındadır. diğer kolejler yalnızca isimlerini kullanırlar. misal özel seçkin koleji öğrencileri "seçkin" der yalnızca.
bir kısım arkadaşların anılarını anlatırken''kollejden arkadaşım,biz kollejdeyken''diye l harfine adeta mahsun kırmızıgül ün r harfine yaptığı muameleyi yaparak vurgulamaya bayıldıkları sözcük.
ankara'da kurtuluş'la kızılay arasındaki yercik. yercik, çünkü tam ortasında durduğunuz zaman, "burası kızlay" da deseniz "kurtuluş" da deseniz kimse size ters ters bakmaz. ayrıca hemen ordaki ankaray durağının adıdır.