bilinenin aksine; "kanadı kırık bi kuşun son çırpınışlarının dansı" değil, bundan 70 yıl öncesine ait, trabzonun bi köyünde yaşayan "biri ayağı sakat biri de deli olan iki adamın kavgası"nın dansıdır. gerçek adı trabzon kolbastıdır. izlerken insana "ulan keşke trabzonlu olsaydım da ben de böyle oynayabilseydim" lan dedirtir.
gelin- damat hangi tarafın karadenizli olduğu önemli değildir bu görsel şöleni izlemek için.
çiftetelliler, misketler oynanır, roman havasında çıldırılır, horonlar tepelir ama ne zaman ki;
" penceredennnn aaaattt beni, pencereden att beni in aaşşaaa kız tut beni, in aşaa kız tut beni " ( dere boyu kavaklar dere boyu kavaklar açtı yeşil yapraklar melodisiyle söyle süper oluyor.. ehe) sözü duyuldu mu bi yerlerden pistte oynayan herkes oturanlarda görsün diye bu oyunu, oynayanları çember içine alıp yere çömelirler. çığlıklar, alkışlarla gaza gelen ve bu oyunun hakkını veren iki cengaver kıçından ter çıkana kadar oynar.
anlatılmaz yaşanır.
9-10 yaşında oynanırken daha bi serbest salınım yapılıyor zahar... buyrun efendim;
ARAFiLi FAROZLii ARAFiLi FAROZLi
MAHALLENüN MASTiSi MAHALLENüN MASTiSi
OYNAYALIM UşAKLAR
OYNAYALIM UşAKLAR
TRABZON KOL BASTisiii
tRABZON KOL BASTISI
ÜçtÜR BEşDiR... KIZLAR HOştUR
DüNYA BOştUR....
HAYDAAA bu ne la?
seneler sonra editi: oğlum sıçtınız lan oyunun içine. kimse bilmezken gizli saklı bi oyunken eğlenceliydi izlemesi. şimdi azap yeminle...
tüm karadeniz'e mal edilir ama ordu'dan ilerisinde bunca yıllık karadenizli olarak hiç görmemişimdir, zaten trabzon kolbastı olarak geçer. tarihi bir dayanağı da yoktur aslında, yani 90 sonrası çıkmış 2000 sonrası popüler olmuştur. gerçekçi olursak nasıl bilinmez ama klasik karanediz horonuyla ankara misket ve biraz da yerel trabzon oyunlarıyla oluşmuştur.
basit bir oyun değildir. karadeniz insanın bütün enerjisini gözler önüne serer. karadenzililer böyle eğlenir... durmak yoktur ! ufak dramalar oynanır. anadolunun diğer taraflarında bazı oyunlarda olduğu gibi vurma yoktur. sadece vurarmış gibi yapılır yani aslında rol yapılır. zaman zaman figürleri tiyatroyu andırır.
Aslinda karşılıklı oynanır ve karşılıklı iki taraf birbirine saldırır gibi yapar, saldırılanda kaçmaya çalışır saldırıdan.. Eskiden veya aslında vurma var mı bilmem ama sadece vurur gibi yapılıyor bildiğim kadarıyla ve oyun biri kaçarken düşene kadar sürer.. Kaçarkende saldırırkende sürekli oynarsınız. Deli efor ister su gibi terletir.
oynayarak kondisyonunuzu geliştirebileceğiniz nadide oyun.
insana kendini oynarken biraz tırlatmış gibi hissettirse de çok keyif alınır. son zamanlarda da iyice moda olmuştur, oynamayanı dövüyorlarmış.
nedense dere boyu kavaklarla sürekli karıştırılıp söyleyip oynanan hava. yani dere boyu kavaklarla ezgi aynı ama sözler farklı, fakat söyleyenin umrunda değil ikisinden de karıştırıyor sözleri. bu arada dere boyu kavakların sözleri dama şiirsel.
kolbastı;
arafilli farozli
mahallenin mastisi
oynayalım usaklar
trabzon kolbastisi
1900 lerin başında Trabzonun Faroz, Arafilboy gibi mahallelerinim gençlerinin oynamaya başladığı bir yöresel oyun. Tipik yöresel halk oyunlarından farklıdır. Biraz daha sokak kültürünü içinde barındırır, sokaktan çıkmadır. Resmi olarak tertiplenen gecelerde pek tercih edilmesede kolbastının(hoptek) sokakta kalması Trabzon gençlerinin tercihidir.Çok belirli ve kesin oyun kalıpları yoktur serbest stilde oynanır.
Trabzonda maçların devre aralarıda stadta mutlaka kolbastı çalar ve stadın büyük çoğunluğu oyuna kaptırır kendisini.Hoş görüntüler ouşur..
yaptığım sağlam gaflardan birinin mimarıdır kendisi. yanımdaki kıza:
ben:hahaha şunlara bak salak gibi depiniiler sabhatan beri.
kız:evet ya
ben:biri sölese ya şunlara kessinler artık. çekirg
e gibi zıpliiler. baydılar.
kız:ben söylerim. amca, dayı, baba yeter artık yoruldunuz.
trabzon dügünlerin de kemenceden çok hoptek oynanir. kolbastinin sozleri de erkan ocakli ya aittir. şoyledir sozler
arafilli farozli *
mahallenin mastisi
oynayalım usaklar
trabzon kolbastisi