bir yıl içinde milletçe bokunu çıkardığımız danstır. görmekten gına geldi artık. ha bir orta anadolulu olarak şunu da söyleyeyim; kolbastı ne kadar meşhur olursa olsun ankara havasının yerini tutamaz.
popülaritesini kaybederek ailece sevinmemize sebep olmuş dans.
insanların eğlenmesine karşı değilim; ben rock ve bira eşliğinde eğleniyor olabilirim. başkası da kolbastı oynayarak eğlenir. fakat o dansı iğrenç bulduğumu söylemeden de geçemeyeceğim.
bir dönem her an televizyonda görüp bıktığımız Faroz dansı.
Bendeniz severim, izlerken de çok eğlenirim fakat bu denli popüler olmasından hiç hoşlanmadım.
Kızlar bu oyunu oynarken de korkunç görünüyorlar, belirtmek isterim.
Avustralya'da eşine şiddet uygulayan adamın savunması "Dövmüyordum, sadece kolbastı oynuyorduk." şeklinde olmuş. Burdan anlaşılıyor ki fazla oynamamak lazım, mazallah insan kendisini kaybedebilir. *
zamanında her programda çıkıp bu tepinme aksiyonunu gerçekleştirirdi birileri. Bi de sallardı bunlar ''bu dansı dünyaya duyuracaz. mükemmel bi şe. Kolbastı forever uyyy'' diye diye.
Joshuajoshuajoshua(kendime ait bir gülme stili bu).
Unutuldu gitti kolbastı, bunun kursuna felan gidenlerin de götünde patladı tabi. Hatırladıkça gülerim amına koyim...
Yakın geçmişin ünlü olan dans şeklidir. Her çılgın genç kendini ifade etmek için kolbastı öğrenme çabasına girmiştir. Hemen her kanalda ve programda özellikle ece erken denilen şahısın programında yüksek derecede rayting malzemesi olan dans biçimidir.
Trabzon'un Faroz mahallesinde 1900lü yıllarda doğan yerel bir dans. Temel bir iki figür dışında geri kalan tüm kareografisi doğaçlama olan oyunun güzel tarafı da her oynayanın kendinden bir şeyler katmasıdır. Bu anlamda bir tür ifade biçimidir de diyebiliriz. Rivayetlere göre; zamanında Faroz sahillerinin çöplüklerindeki horozların bölgelerini korumak için birbirleri ile yaptıkları kavgayı anlatır oyun. O yüzden göğüs önde kalça dışarıdadır biraz. Bir başka rivayete göre de balıkların dansıdır. Balıkçıların ağına takılan hamsilerin ağdaki oyunudur. Bunların da ötesinde kolbastı* Trabzondur, denizdir, dağlardır, ormandır, hamsidir, kemençedir, hayat mücadelesidir, kavgadır.
Kolbastı deyince adı geçmeden olmaz. (bkz: Erkan Ocaklı)
