kelimelerle anlatılamayacak şekilde zevk veren durumlardan biridir.
kutu kola her köşesinden simetrik bir şekilde ezildikten ve elips bir şekil aldıktan sonra müsakabaya başlanılır.
en orjinal futbol topuyla bile alınamayacak bir haz alınır her dokunuşta. o metal kutuya her vurulduğunda pele nin topa vurması kadar yüce bir duygudur. ayrıca kutuya her vurulduğunda içinde kalan son damlaların üste başa damlayıp evde anneden temiz bir dayak yeme olasılığı da çok yüksektir. ilkokul dönemlerinde yaşanan en büyük koridor zevklerinden biridir. sınıf sınıfa maç bile yapılır. hatta sert bir şekilde vurulan o topun bir hocaya isabet etmesi kaçınılmaz bir durumdur. ve ne yazık ki hoca işi gücü yok gibi o topun kafasına isabet etme anını beklemek için koridorda dolaşıyordur.
-topları evinin camlarını her hafta kırdıkları mahallenin en sinirli amcası tarafından kesildiği için topsuz kalan çocukların,yaratıcılık sonucu oluşturdukları ezilmiş kola kutusuyla futbol oynamalarıdır.
-"top yuvarlaktır" deyimi bu durumda geçersiz kalır.
-kola kutusunun bedenin her hangi bir yerine teması,şiddetli ağrılara,yaralanmalara sebep olur.
-kola kutusunun yerle teması kulak tırmalayıcı sesler çıkartır.
-kola kutusu köşeli olduğu için çok fazla yuvarlanamaz.
-tüm olumsuzluklarına rağmen çocuklar futbol oynamaktan geri kalmadıkları için mutlu mesut hayatlarına devam ederler.
level atlamış versiyonu da "ilk okul sıralarının ayaklarının altına, itildiğinde ses çıkmasın diye takılan siyah lastikle futbol oynamak"tır. ama biz fevernova ile oynardık.
havadan gelen topa pardon kola kutusuna hakan şükür misali kafa atmam ve akabınde tekme yemekten jılet gibi eğilip bükülmüş topun kafama girip pekmezlerimi akıtmasıyla sonuçlanmış süper ilkokul eylemi.o top şimdi öyle gelse gene zıplar doksana bırakırım kutuyu.