koku

    149.
  1. bütün algılarınızı bir anda uçurabilen bir etkisi vardır hele ki duymak istediğiniz o kokuysa o an sizi kilitler saliseleri koklarsınız.
    15 ...
  2. 144.
  3. Çok garip bir şey ya bazen küçücük bir anımsamayla yıllar öncesine götüren duyu.
    12 ...
  4. 148.
  5. Hafızada büyük rolü olan duyu.

    Bir parfüm kokusundan yıllar evveline dönebilir, yemek kokusundan annemin mutfağını özleyebilirim.

    Ayrıca patrick süskind'in şahane romanının adıdır.
    12 ...
  6. 120.
  7. insan hayatını etkileyen.

    benim o insan, takıntım var. her şeyi, tüm ayrıntısına kadar unutabilirim fakat kokusunu duyduysam sıçtım. bu insanda da geçerli başka şeylerde de. sevgili ya da arkadaş da fark etmiyor. sevdiğim kişinin kokusunu aldıysam bitti o iş aga, öldük yani. yok, böyle bir şey olamaz. alsın beni tenine hapsetsin.

    ayrıca size gelecek olursak kızlar, öncelikle bir kısmınızdan gerçekten bıktım. neden mi? çünkü ağzınız kokuyor amk. ne pislik şeylersiniz ya! susayım dedim de yok yani, yeter ulan! kız Halimle ben sizden utanıyorum boklular. kaşını bile kurşun kalemle boyamışsın, yüzünü teninden bi ton koyu fondötenle kaplamışsın, ama ağzın be güzelim? tenin? ulan kokuyorsunuz of. yetti be yetti. ya bakın beyler, az siz de burnunuzu açın gözünüzü seveyim ya, yani güzel kızların yanına gidip bi temas edin, bi koklayın amk! ağzının teninin kokusuna bakmadan erkek düşürmeye çalışmaz mı bir de bu pasaklılar.. ay bayılma geldi vallama billama.. bi de geliyolar bana "naber kankaaa" diyolar, ay git bi ağzını bi şey yap, bi güzel kok ya. her boku biliyorsun, sağlık sorunun varsa da git baktır amk çıldırtıyorsunuz iyice. beyler siz de güzel kokun zıçmıyim bacaanıza.
    hadi bakalım.

    güzel kokan herkesi boynu ve omzu arasında kalan yerden öpüyorum.

    hayırlı kokular aq.
    12 ...
  8. 7.
  9. 149.
  10. Bugün kitapçıda gezerken masal kitaplarının olduğu bölümde buldum kendimi. Yüzde sekseni resimlerle dolu kitabı alıp sayfalarını çevirirken burnuma çok eskilerden bir koku geldi. Şimdiki kitaplarımda olmayan bir koku.Sonra dayadım burnumu sayfaları kokladım. ilkokulda okumamız gelişsin diye öğretmenimiz bize her gün başka bir masal kitabı verirdi. Ben okurken uykum gelince üzerine yatardım. Bu kokuyla uyuklardım.

    Yıllar yıllar sonra tekrar aynı kokuyu duymak çok güzeldi.
    7 ...
  11. 136.
  12. Kabul etmeliyim/iz kokular bizim bam telimiz.

    Daha doğduğumuzda ilk anne kokusunu arar onda huzur buluruz. Onun varlığını hissetmeyince huysuzlanıp ağlarız. Bu kokunun etkisi büyüsem de geçmiyor be sözlük.

    Annem her evime geldiğinde kendi odasına da kokusunu getirir. Evin anlamı olur.
    Evdir. Yuvadır.
    Evden gitse bile bir süre onun kokusu odayı şenlendirir. Giderken bıraktığı Başörüsüne siner kokusu.
    Koklarım o gidince.
    Her huzursuzlandığımda.
    Olmasa bile varlığını hissetmek için.

    Sonra sevdiğin gelir hayatına kokusuyla birlikte. Yeni yuvanın huzuru o olur. Parfümü de eşlik eder aslında...

    Sonra yeni bir üyeniz gelir o huzura.
    Cennetin varlığına inandıran kokusuyla.
    Doyamazsın koklamaya.
    Eşsizliktir o.
    Biraz sendir biraz sevdiğindir.

    Koku bizi biz yapandır, her şeydir.
    8 ...
  13. 3.
  14. sinir hücrelerini diğer nöronlardan ayıran önemli bir özelligi ile diger algılarımızdan ayrılan beş duyudan bırıdır... Beynimizdeki yüz milyar nöron hayatımız boyunca yenilenmezken, burnumuzdaki milyonlarca koku alıcı hücre ortalama olarak 45 gün yaşar. Bu sürenin sonunda ölenlerin yerlerini yenileri alır. Yeni koku hücrelerinin inşa edildiği yer de, koku bölgesindeki bazal hücrelerdir. Bazal hücreler adeta koku hücresi fabrikası gibi çalışır; sürekli ve düzenli üretim yaparlar. Bu ve benzeri soruların yanıtları bilim dünyasında büyük bir merak ve araştırma konusudur. Şu anda bilinen, hücreler arasındaki göz kamaştırıcı mekanizmaların varlığı; bilinmeyen ise söz konusu mekanizmaların detaylarıdır. Dikkat edin, yaklaşık olarak her 45 günde bir milyonlarca koku hücreniz tamamen değişir. Ancak siz, gülün kokusunu yine gül olarak, portakalın kokusunu yine portakal olarak algılarsınız.

    Koku hücrelerindeki devir teslim sırasında herhangi bir hata olsaydı, birçok kokuyu yanlış algılayabilir veya fark edemeyebilirdiniz. Oluşacak muhtemel bir karışıklığı düzeltmeniz de mümkün olamayacağı için, koku duyunuz sizi sürekli yanıltır ve büyük bir sıkıntı kaynağı olabilirdi. Ancak böyle bir şey asla olmaz. Yeni sinir hücreleri, görevlerini eksiksiz sürdürürler.

    (bkz: koku hafızası)
    6 ...
  15. 2.
  16. bazen birini de hatırlatır.
    7 ...
  17. 38.
  18. can yucel - kim ozlerdi avuc iclerinin kokusunu

    O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
    bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir,
    büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

    Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
    belki de,
    kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
    sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
    yaralamasaydı eğer.

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
    ayrılık gizlendiğine
    belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
    dereceden failidir"
    denmeseydi eğer.

    Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
    kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
    avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
    tutmak isterse...

    Evet Sevgili,
    Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
    uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
    etmiş olmasalardı eğer!!
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük