bir roman malzemesi olarak belki de en detaylı işlenmiş kitap , j.k.huysmans adlı yazarın "tersine" adlı romanıdır. kitabın genel teması da kafka'yı aratmayacak biçimde kasvetli bir şatoda geçer. nesnelerle kurduğu bağla ise bulantı'ya ilham kaynağı olduğu söylenir. kokular , anılar , çağrışımlar , yanılsamalar...
Vedat- kim osurdu ulan!
koray- ya valla ben osurmadım
necati- şerefsizim ben de değilim.
vedat- Siktir ordan ibne necati sen 3 sene önce benim evde tuvalete girmiştin. tuvalet 2 ay böyle kokmuştu. koku hafızası var olm bende yemezler.
koku hafızası genetiktir... mesela çürümüş olan bir yiyecek zararlıdır ve bu yiyecekten gelen koku bizi bu yiyecekten uzaklaştıran bir duygu uyandırır...
tabii ki koku hafızasının tümü genetik değildir ve koku çok güçlü bir uyaran olup bir an duyduğumuz koku yıllardır anımsamadığımız olayları kişileri bize anımsatmayı başarabilir...
kokular, kendileriyle bağlantılı olarak geçmişte yaşanan bazı olayları da aklımıza getirirler.
Yolda yürürken rastladığımız tanıdık bir parfüm kokusu, bize o parfümü kullanan arkadaşımızı hatırlatır. Bir yemek kokusu, seneler öncesine ait eski bir olayı zihnimizde canlandırabilir. Aynı koku bir insanda güzel hisler uyandırırken bir başkasında hoşa gitmeyen duygular oluşturabilir.
hafıza birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. kokuları yabancılık çekmeden tanımamızın nedeni bir koku hafızasına sahip olmamızdır. Her türlü koku, özel bir kodlamayla koku belleğinde arşivlenir. Bir kokuyla karşılaştığımız anda, bu arşive başvurularak koku tahlil edilir. ilk defa duyumsadığımız, hafızamızda bilgileri bulunmayan bir koku da diğer kokulara benzetilerek yorumlanır. Böyle bir belleğimiz olmasaydı, bir kokuyu tanımlamak imkansız hale gelecekti.