uçsuz bucaksız bir kırdayım
hangi çiçeğe yaklaşsam kokusunu biraz senden almış
istklalde yürüyorum
kime baksam simasını senden çalmış
aynada kendime bakıyorum
senden geriye bu bitik beden kalmış.. *
çamaşır suyunun, erkeklik sıvısının kokusunu andırması, yani atmık kokusuna benzemesi örnek gösterilebilir.
askerliğimi yaparken en nefret ettiğim şeydi çamaşır suyuyla temizlik yapmaktı. iki çeşit temizleyici vardı. camsil ve çamaşır suyu. ee askerlik bu en ucuzu satın alınmış. camsil sadece mavi bir suydu. hatta üzerinde ordu için üretilmiştir gibi bir ibare de vardı. kokmaması en güzel özelliğiydi ama az olduğu için değerliydi. camlar ve yazıhane masaları bununla silinmeliydi.
çamaşır suyu ise arabın yağı gibi boldu. ama çok kullanınca temizlik yapanı etkilerdi. komutanlar yazıhanesine girdiğinde o çamaşır suyu kokusunu almayınca önceki gece temizlik yapmadığınızı anlardı. ulan bildiğin atmık gibi kokan şeyden ne zevk alırlardı anlamazdım. yok bilmemne taşaklı komutanı gelecek, her yeri temizleyin emri gelince her yer çamaşır suyu kokardı. ya gidi askerlik...
ilkokulun vazgeçilmezi olan kokulu silgiler.hala hatırlarım nasıl koktuğunu ama şimdi bana hissettirdiği o aroma değil sadece, çocukluk,masumluk,tebessümle anımsanan anlar.hatta ve hatta, (bkz: çocukken sahip olduğum kırmızı rugan ayakkabılar).
geçenlerde kız takımıyla bu muhabbet döndü masada.80 kuşağı olaraktan masada kırmızı rugan ayakkabılara sahip olmayan tek kız yoktu,güldük hepimiz.sanırım o son şanslı kuşaktandık.şimdikiler maşallaa converse giyerek emeklemekteler.hüzünlendim bak yine,tamam sustum ben, zaten nerden nereye geldim.