attığınızda, tavana yapışcakmış kıvamında görünen çoraplardır.
koklandığı vakit, anlarsınızki bundan sonra hiç bir şeyi koklayamıcaksınız(koptu burun düştü yerinden)
insanın kendi çorabı bir nebze de, koklanmaması gereken çoraplar başkalarının çorabıdır. salgıladığı esans aynı olmasına rağmen nedense başkasının çorabı insana daha bir ağır kokar.
bazen evin ücra köşelerinde bulunan rengi geçmiş ,tabanları incelmiş,bir kaç yeri yırtılmıs,kokusudan yaynına yaklasılmayan, sadece bir elinin iki parmagının ucuyla tasıyıp ,diğer eliyle burnunu tıkayıp,kokunun evide mafetmesini engellemek için kirli sepetine götürülen nesne.
iki hafta ayaktan çıkmamış çoraplardır. eğer o haftalarda bir de aynı ayakkabıları giydiyseniz o çorapları direk yakın hiç bir insanın onlara temas etmesine de izin vermeyin.
öğrenci evlerindeki başucu çoraplarıdır bunlar. genellikle birkaç hafta kaldırılmazlar. içeri girenler lan bu koku ne dedikçe uyuz olunur ama çoraba olan sonsuz güvenden yerlerine dokunulmaz. baş tacıdırlar, candırlar. Ellenmemeli, okşanmamalı, koklanmamalı ancak uzaktan da olsa sevilmelidirler.
elinizde giyilecek temiz çorap kalmadığında,yıkayacak ya da yenisini alacak paranız olmadığında,üst üste kaç gün giydiğini unuttunuz çorabın koklanmasıdır.