toplumda ahlak kurallarının hiçe sayıldığını, kimin şeyi kimin neyinde olduğu belli olmayan, erkekler için büyük güven sorunu, kadınlar için saygınlık ve değer kaybı olarak vuku bulan olaylar silsilesidir. şimdi şu başlığı açan kişiye sesleniyorum. yarın bir gün mecburen evleneceksin, bir kızı çok seveceksin, düşün, annen var kız kardeşin yoksada, eğer söylediklerin doğruysa bunların aynısının başına geldiğini düşün. babanın kim olduğunun şüphe yaratması nasıl bir duygu sence? yada çocuğunun senin gerçek çocuğun olup olmadığını bilmemek, sarıldığın bedende başkalarının izini aramak nasıl arkadaşım? sen bide bunu övünerek söylüyorsun ya, masum bir bebeğin gülümsemesine edepsiz bedevilerin yola işemesi gibi işemiyorsunda ne yapıyorsun? tertemiz seven bir adamın veya bir kadının tüm duygularına o insan görünümlü hayvan bedeninden çıkan gübreleri fırlatmıyorsunda ne yapıyorsun? ahlaksızlık yapmanında bir sınırı varıdır elbet. bu sınırıda tanımıyorsun ya neyse.
Amerika'da ikiz kulelerin yıkılması x'in hanımının içine büyük bir ukte düşürmüştür. Kocası da orada çalışmaktadır zira.
Hemen tüm hızı ile telefonu kapar ve numarayı çevrir. Bu sırada hanımımızın eşi olan bitenden habersiz kendice ikiz kuleler ile alakası olmayan bir yerde bir takım işler çevirmektedir. Telefon uzunca çalmaya devam eder ve sonunda nefes nefese kalmış kocası açar.
Hanım: "X! Nerelerdesin? iyimisin? Herşey yolunda mı?"
X: "Efendim? işteyim bir tanem, çalışıyorum!"
açlık sınırında gezen maaşıyla ay sonunu getirmenin hesaplarını yapan, dolayısıyla karısını tatmin etmek için gerekli fiziksel ve ruhsal durumda bulunmayan adamın karısı olabilir. muhtemelen tüpçüden öteye gidemeyecektir. doğru değil, ama yine de başını vurmadan önce altındakilere bakmak gerekir.
kıssadan hisse: aldatılmak istemiyorsanız karılık/kocalık vazifenizi yerine getirin.
kocasının da farklı bir yatakta mesaide olabilitesini göz önüne alarak, testi kırılmadan dayağı atan hocanın talebesi evli ve muhtemelen çocuklu kadındır.