genelde kadınların aynı şeylerden şikayet ettiğini anlamama yaramış programıdır. o değilde bu çiçekleri kim alıyor kardeşim herkes kocasının çiçek almadığından şikayetçi programda.birde kendileri yarım dünya gibi olan kadınların "ay kocam çok şişman" demeleri yokmu. kardeşim önce sen zayıfla sonra kocandan iste zayıflamayı kolaysa. *
eşlerini üç gün görmeyen koca koca heriflerin salya-sümük ağladığı program. bir ay görmiyeyim, bırak ağlamayı özlersem namerdim. vır vır yok, kapris yok, "hadi bi yere gidelim" merasimi yok, en önemlisi kuaför geyiklerini dinleme zorunluluğu yok. daha ne istiyorsunuz lan? oradaki günleriniz sayılıyken keyfini çıkarın derim.
"bize de biraz makarna verseeez" **
bu doğallıkta gittiği sürece sevdiğim program arkadaş. ilerleyen bölümlerde yemekteyiz gibi köpük yarışmacıların yapay kavgalarından olmadığı sürece severim. en azından yurdum insanın naifliğini doğallığını görüyorsun. göbekli, bıyıklı, kel ve şiveli. seviyorum işte bu tarzı. ne aşk-ı memnudaki elitizm ne de yaprak dökümündeki baygınlık veren ağırlık... kimse sevmesede ben yine izlerim kse**'yi
fena değil sevdim ben, eğlencelik bir program.
yatak toplayacaksak, bulaşık yıkayacak ütü yapacaksak, bu karıları neden aldık arkadaş diyen abi bir tanedir. *
saçmalamada sınır tanımayan türkler in eseridir. yakında kocalarınızı değiştirin bakalım uyum sağlayabilecekmisiniz falan denildiğinde yadırganmayacak programdır.
kadın: o programa git ve tango yapmayı öğren, sonra da bana öğret.
erkek: sen ilk başta pilav yapmayı öğren de sonra tangodan bahset diyoloğunu duymama sebep olan yarışmadır.
