katılamadığım için başta johnny olmak üzere diğer bütün arkadaşlardan özür dilemekle birlikte. bir daha ki organizasyon için canımı ve namusu teminat etmekteyim.
Temenni ederiz kim eşki sözlük'den hiç kimesne bu faaliyedün isminü ingilizce'ye tercüme edmesün, kefere feleğinü şaşırub kaçar: "The husband's hand meets art". Medet ya pirim Moonlight Sonata!...
müdürüm ismail bey'in 'yok sana izin mizin çalış ulan kapitalist bi şirket burası' demesiyle ankca gece saat 10'dan snra katılacağım zirve. kalırsanız tabii.
yakamoz kafe ye gidin derim. yaptığım maliyet-fayda analizi sonucu en doğru mekanın orası olduğuna kanaat getirmiş bulunmaktayım. bunu söylemiş olmanın verdiği haz ile artık yatabilirim. teşekkürler...
zirveye gelecek arkadaşların kafasında -haklı olarak- ''ee iyi de cafede kimlerin yazar olduğunu nereden bileceğiz?'' gibi bir soru oluşabilir. masadaki sohbetleri dinleyin arkadaşlar hangi masada klasik müzikten, tiyatrodan, sinemadan bahsediliyorsa o masa bizimdir.*
duvarda ya da masa da -ki masada olması tercihimdir- üzerinde uludağ sözlük yazan bir karton bulunur ya da sadece karton bulunur üzerinde bir şey yazmaz. siz kartonun olduğu masaya gelin işte.
tatil zamanı olduğu için koştura koştura katılacağım zirvedir.
sebarstian'ın öncülük ettiği bir önceki zirveden-kocaeli içtik mi tam içeriz zirvesi- alışkınım fotoğraf çekmeye.** neyse efenim sözün kısası orada olmak için elimden geleni yapacağım. çantamda yer olursa size mersin'den bi' güzellikle gelebilirim.