Sabah ezanından sonra yürüyüşe gidilir, tazecik simit alınıp eve gelinir. Açılır bir kitap okunur, ardından güzel bir film izlenir. Akşam üstü bisikleti alıp arkadaşınla incir bahçelerine operasyona * gidilir. 2 kilo çiğdem alınır, arkadaşla uzakta bir duvarın üstüne oturulup gece yarısına kadar muhabbet edilir. Terasa çıkılır teleskop ile gezegenler incelenir, yere battaniyeler serilir ege'nin sıcağında yıldızlar izlenerek uyunur.
oturup seneye göreceğiniz dersleri çalışmak, ingilizce vs çalışmak, film izlemek, spor yapmak gibi faaliyetlerle geçirmek de denebilir. He birde markete gidip ekmek almak bunlara dahildir.*
sıcaktan dışarı çıkamaz, zaten bir senenin yorgunluğu üzerindedir terketmemiştir onu, haliyle yata yata pc başında kıçı büyütecek olan durumdur içler acısıdır...
Zamansızca uyumak film izlemek yemek yemek son ses müzik dinleyip vogue dergisi okumak ve sınırsızca arkadaşlarla laflamak mesajlaşmak ve telefon görüşmeleri yapmak.
Seve seve katlandigim durum. Tatilden yorulan bir insan olarak tatil anlayisim evde oturmak. Bos bos yatmak, tavana bakmak, kitap okumak, gunun hangi saati umursamadan uyumak, neyi ne kadar istiyorsan yapabilmek. Bundan kral yaz tatili bilmem ben.
asiri derecede sikici olan durumdur. herkes tatilde orda burda eglenirken sen dört duvar arasinda bos bos oturursun. hava o kadar sicak o kadar bunalticidir ki kitap okumayi bir seyler yapmayi hatta yemek yemeyi bile canin istemez. Berbat bir duygudur. Allah tekrarini yasatmasindir.
çok sıkıcı bir o kadar da bunaltıcı hadisedir.
hele bir de tatile giden arkadaşlarınız facebook a msn e oraya buraya olur olmaz her yere tatil fotoğraflarını koyup nispet yapıyorsa taha da bir katlanır acısı.
üstüne bir de öğrenciyseniz ve yaz okuluna kalmışsanız öldürmez süründürür efenim. *
en iyisi şehirde varsa bedava yaz kurslarına gitmek, hobilerle zaman geçirmektir.